Görmeyen, duymayan, konuşmayan bir toplum olduk. Baskı, ambargo, sindirme, ceza, şantaj vs ile geldiğimiz noktada doğruyu, gerçekleri haykıracak, yazacak, duyacak kişi sayısı azalıyor. Olanlar da zaten ocu, bucu ilan edilip kenara atılıyor…

 

Geçtiğimiz gün Dursun Ağabey (Gündoğdu) ile konuştuk. Genel siyaset ve basın konularını ayak üstü 5 dakikada analiz ettikten sonra telefonları kapattık…

 

Koca koca kurumlarda görev yapıp internet medyasında uzun süredir gündem yaratmaya çalışan biri olarak haklılıkları son derece fazlaydı…

 

Ama unuttuğu bir şey vardı…

 

Bugünlere gelişimizin sebebi, o sarı öküzü vermeyecektik. Dördüncü kuvvet, demokrasilerin olmazsa olmazı basını bugüne getiren de biziz, buradan kaldıracak olan da…

 

İlkeli, onurlu, omurgalı haberciliğe hasret kaldı halk. Çünkü türlü yollarla muhalif haberler bastırılıyor. En temel adım da yok saymak…

 

İşte Dursun Ağabey’in başına gelen…

 

O belki ilk kez yaşıyor. Biz senelerdir yaşıyoruz. O başkan, bu müdür, şu vali, bu kaymakam fark etmiyor…

 

Ya da rektör…

 

Hepimiz kamusal bir görev icra ediyoruz. İletişim kanallarını ne biz kapatacağız ne onlar. Kapatırlarsa kendileri kaybeder, kurumları ve Antalya kaybeder…

 

O yüzden bilen bilir bizde en sağ yelpazeden en sola ulaşmak isteyen herkes ulaşır, cevap hakkı her daim açıktır…

 

Ama gelin görün ki iletişim kanalları tıkalı çok yönetici var…

 

Yerel, yaygın, internet medyası vs hepsini yok sayan, aşağılayan, sosyal medya ile işini yürüteceğini sanan çok kişi var…

 

Ya da kendini dev aynasında gören…

 

Varsın olsun da olmuyor. Dün gelip bugün medyayı yok sayan da var ama Sayın Valimiz Ersin Yazıcı gibi medya için genelge yayınlayan da…

 

Şunu bilmek gerek siz kurumlarınızda yolcu, biz Antalya’da hancıyız. Görevler gelip geçer ama biz elimiz tuttuğunca yazmaya devam edeceğiz. Çeşitli mecralarda konuşmaya, kamunun ve Antalya’nın çıkarlarını korumaya devam edeceğiz…

 

Eleştireceğiz de…

 

Kızdıracağız da…

 

Herkesin hoşuna gideni yazmak değil işimiz…

 

Yazılması istenilmeyenleri yazmak…

 

Darılmayın, kırılmayın, kızmayın…

 

Şeffaf olun, ulaşılabilir olun…

 

O koltukların geçici olduğunu bilerek ama o koltukların hakkını vererek, basınla yürüyün…

 

Yoksa çok kırılır…

 

Çok kırarsınız…

 

Kaybeden siz ve Antalya olursunuz…

 

İletişim herşeyi çözer…

 

Ha bu arada varsa basının yanlışı, onun da gereğini yapın. Adliye bu günler için var?