Yerel seçimlerde Türkiye genelinde kazanılan büyükşehir ve ilçe belediyeleri ile büyük bir çıkış yakalayan CHP’de, yenilenen İstanbul seçimlerinde elde edilen açık ara üstünlükle umutlar arttı. İktidara gelineceğine dair inanç yükseldi…

 

Elbette seçimlerde elde edilen başarının kollektif bir başarı olduğu açık. Mevcut iktidarın 17 yılda ülkeyi sürüklediği borç batağı, demokrasiye indirilen darbe, basın ve ifade özgürlüğüne vurulan tokat da eklenince seçimlerde sağ-sol demeden CHP’ye ve Millet İttifakı’na yönelme oldu…

 

Bölen, ayıran, ayrıştıran yönetim anlayışı, hukuksuzluklar, israf ve yaşanan pek çok şey birleşince AKP’li belediyelere yol göründü…

 

Şimdi Antalya da dahil pekçok ildeki başarı, sürdürülebilir kılınmalı ki genel seçimlerde de iktidara kırmızı kart gösterilsin…

 

Bunun için CHP’de ilk yapılması gereken kucaklaşma. Ama öyle sözde değil, özde kucaklaşma. Kongre hesapları, siyasi ikballer bir kenara bırakılıp, önce parti içinde sonra kente yayılan bir kucaklaşma sağlanmalıdır…

 

Maalesef Antalya’da bu kucaklaşmayı mevcut il başkanının yapmasının mümkün olmadığı görülmektedir. Partisine katkı sunmaya çalışanlara sırt çeviren hatta aday belirlemelerinde herkese eşit durması, adil olması gerekirken mikro milliyetçilik ve dar kadroculukla çalışma yürüten, en çok oyu olacak adayı belirlemek yerine kendisini Muratpaşa Belediye Başkanlığı’na atmaya çalışan bir il başkanı portresi çizmesi vs nedenlerle kucaklaşmayı sağlayabilmesi mümkün görünmemektedir…

 

Bu noktada CHP Genel Merkezi nasıl bir tavır takınır, bilinmez. Ama uzun süredir kulislerdeki Antalya’nın da aralarında olduğu pekçok ilde görevden alma hususu da rafa kalkmış gibi değil. Bekir Kumbul öncülüğünde Antalya’da ve Ankara’da Ahmet Kumbul’u kurtarma girişimleri olsa da bunun sonuç getirmeyeceği konuşuluyor…

 

Kaldı ki CHP’de kucaklaşmayı sağlayamayan, referandumdaki hayır bloğunu il genelinde tutamayan bir örgüt görüntüsü, referandum ve yerel seçim sonuçları karşılaştırmasından da çıkabilir. Kaldı ki yaklaşık 8-9 puanlık bir blokta kopma olduğu ortadadır. Oysa diğer pekçok ilde referandumda alınan sonuçlara yakın sonuçlar alınmıştır, 31 Mart’ta…

 

Antalya’da ittifak dolayısıyla atanan Seçim Koordinatörü öncülüğünde kurulan Seçim Koordinasyon Kurulu’nun seçimlere dönük programlı çabası olmasaydı, Başkan Böcek’in uzun süredir devam eden çalışmaları olmasaydı ve ilçe örgütleri, kadın ve gençlik kolları her şeye rağmen sahaya inmeseydi bugün sahiplenilen bu sonuçlar da alınamazdı…

 

Gelelim kamuoyunda en çok tartışılan ve rahatsızlık yaratan tabloya…

 

Muhittin Böcek’in Büyükşehir Belediye Başkan Adaylığı’nı engellemek için yoğun kulis faaliyetleri yürüten Kumbul’un, Böcek’in adaylığının açıklanmasından sonra ki tavırları da kamuoyunda büyük tepki çekmişti. Hal böyleyken Büyükşehir Belediye Başkanı’nı sindirememiş, Seçim Koordinatörü ile anlaşamamış bir il başkanının, partisini başarılı bir genel seçim sürecine götürmesi pek de olası değil…

 

Zaten 2018 seçim sonuçları da ortadadır…

 

Sürükleyici bir listeden uzak, mikro milliyetçilikle bir liste yapılmıştır ki vatandaş da listeleri sahiplenememiştir…

 

Geçmişte Mustafa Akaydın döneminde yaşanan belediye-örgüt gerilimine CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun göz yummayacağı söyleniyor. Ama çözümü ne olur bilinmez...

 

Belediyesiyle el ele, kol kola yürüyen, çalışmalarını sahada halka anlatan, çalışan, üreten, kucaklayan, halkla iç içe bir örgütle Antalya’da tarihinin en iyi sonucunu almak mümkündür…

 

Kaldı ki artık israf dönemi bitmiş, halkçı belediyecilik de iktidar olmuştur…

 

Başarılı örgüt ve başarılı belediyecilik CHP’nin geneldeki iktidarının en büyük taşıyıcısı olacaktır…