İstanbul’un geldiği noktayı görüp de ah etmemek, iç
çekmemek, üzülmemek nasıl mümkün değilse, Antalya’nın
da geleceğinin İstanbullaşmaması için
önlemler almak gerekiyor…
Konumu, iklimi, tarihi ve doğal güzellikleri ile bir cennet
olan Antalya’nın betona teslim edilişini
izlerken boğazınız düğümlenmiyorsa sizin Antalyalılığınız bizi hiç
ilgilendirmiyor…
Onlarca dava, itiraz, basın açıklaması, sayısız haber ve
makalelerle bunun üzerine eğilen biri olarak tüm beklentim vicdanını satmamış yöneticilerin bir kulak kabartması ve dinlemesi…
Semt spor alanından
çıkarılıp 40 bin metrekaresi ayrılarak TOKİ kanalıyla MESA’ya verilen 100.
Yıl’ı gelin konuşalım…
Meslek odaları, siyasiler, kent dinamikleri, basın…
Hatırlanacağı gibi
Menderes Türel’in ilk döneminde Antalya Büyükşehir Belediyesi ve Gençlik ve
Spor Genel Müdürlüğü yaptığı sözleşmeyle 40 bin metrekarelik ticari alanın
devrini gerçekleştirmişti…
Sonra da Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü stadyum yapımı karşılığı, alanı TOKİ’ye verdi…
Çevre ve Şehircilik
Bakanlığı aracılığıyla plan tadilatları yapıldı…
Odalarla birlikte
itiraz ettik…
Meslek odaları dava
açtı…
Bir ara ihale ile
alanın satışı gündeme geldi…
Olmadı…
Derken MESA tabelasını
dikti…
Ama ne olacak, ne yapılacak belli değil…
Planlarda konut,
turizm, ticaret her şey var…
Kentin en güzel ve eşsiz yeri halkın kullanımından kaçırıldı. Yetmedi şimdi de planları bile belli olamayan, yoğunluğu bile olmayan bir proje bizi bekliyor…
Bir yerden Sur Yapı,
bir yerden MESA…
Elinizi vicdanınıza
koyun…
Yapılan yoğun
emsalli, hak, hukuk tanımayan plan ve projeler hem Antalya’ya hem Antalyalıya
hem de burada ekmek yiyen müteahhit, yapı denetimci vs herkese zarar…
İlla ki stadyum karşılığı bir şey alınmamalıydı Antalya’dan…
Olmadı…
Bari kent silueti bozulmasın…