Bir damar ki ta kuruluştan, kurtuluştan bugüne vazgeçmedi. Hedefleri laik, demokratik Türkiye Cumhuriyeti, Mustafa Kemal Atatürk, devrimler… 

 

Yıllardır bıkmadan, usanmadan bir oradan, bir buradan çekiştirdiler. Ama hiçbir dönemde bu son dönemdeki kadar arsızlaşmadılar…

 

Kadının kıyafetine, oturuşuna, duruşuna, yapacağı çocuğa kadar karıştılar…

 

Eğitimde harem-selam denemeleri yaptılar…

 

Kız çocuklarının etek boyu ölçüldü, yaklaşma mesafesi koyuldu…

 

Laik, bilimsel eğitimden uzaklaşıldı…

 

İnsan haklarına her türlü müdahale yapıldı, basın ve ifade özgürlüğü büyük yara aldı…

 

Cumhuriyet’in kurumları hatta en temel kurumu Meclis etkisizleştirildi. 

Şahsım düzeni kuruldu…

 

Atatürk’e dil uzatmalar, ismini kaldırmalar, anıtına, büstüne saldırı derken iş ebedi istirahatgahına saldırıya kadar geldi…

 

Ama öldüremediler Cumhuriyet sevgimizi…

 

Bitiremediler Atatürk aşkımızı…

 

Bitmeyecek de…

 

Özgürlüğümüzü, bağımsızlığımızı, İslam coğrafyasında Cumhuriyet sayesindeki yükselişimizi borçlu olduğumuz Atamıza olan sevgimiz, saygımız, minnetimiz hiç bitmeyecek…

 

Sorumluluğumuzu biliyoruz…

 

Her şartta O’nun eserlerine sahip çıkacağız. Çıkmaya da devam edeceğiz…

 

Küllerinden doğan halkımızın geldiğimiz noktada bu tabloyu alaşağı edecek güç ve kudrette olduğunu biliyoruz. Demokratik yollarla kendisine verilen egemenliğin tekrar sahibi olacak…

 

Yeniden parlamenter sistem güçlendirilecek…

 

Halk ve halkın temsilcileri hak ettikleri yere gelecek…

 

Meclis, eski itibarını kazanacak…

 

Sana söz Atam…

 

İlimin, bilimin, akın ışığında, senin meşalenle yürüyeceğiz…

Ruhun şad, mekanın cennet olsun…

 

Sonsuz saygı, minnet ve hasretle…