
İbrahim Akkaya
Yıkım komedisi !
Adamlar denizden iş makinesi getirip, ‘Antalya’nın gerdanlığı’ falezleri parçalıyor..
Bununla yetinmeyip, parçaladığı kayalıklardan oluşturduğu plajı betonla kaplıyor.
Falezler koruma sınırına girmesine rağmen kafasına göre kırıyor, deliyor parçalıyor..
Vatandaş bu doğa katliamına isyan ediyor..
Bir gazeteci bu cinayeti görüntüledi diye mafyacılıkla 30 kişiye ofisini basmaya kalkışıyor.
Bambus Plajı’nda yaşanan felaketten söz ediyorum.
Bu felaketle birlikte yaşanan hukuk garabetini de ..
Bambus adı verilen bölge Muratpaşa Belediyesi’nin sorumluluk alanında..
Sorumluluk alanındaki bu hukuksuzluğa elbette göz yummak olanaksız.
Zabıta ekipleri falez cinayetinin işlendiği Bambus’a gelip, bu kaçak yapıya mühür vuruyor..
Elbette tutanak da tutuyor zabıta.
Tutanakta deniz dubasıyla plaja kepçe ve paletli ekskavatör getirildiği ve daha önce kesilmiş demir profilleri taşımak için çalışma yapıldığı yazılıyor..
Muratpaşa Belediyesi Zabıta Müdürlüğü ekiplerinin tutanağında falezlere beton döküldüğü, demir çakılarak zarar verildiği de vurgulanıyor.
Mühür vurulduğuna göre bu çalışmanın durması gerekli..
Kaçak yapılaşmanın da yıkılması lazım.
Muratpaşa Belediyesi, yıkım için harekete geçiyor, ekiplerini de gönderiyor..
Çünkü kaçağı yıkmazsa suç işlemiş, görevini kötüye kullanmış oluyor..
Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal, avukat olduğu için kaçak yapıya göz yumması, görmezlikten gelmesi, ya da kamuya rağmen işlenen cinayete seyirci kalması beklenemez..
Hassas davranıyor. “ Gidin Bambus’taki kaçakları yıkın, falezleri temizleyin’ talimatını veriyor.
Ancak öyle olmuyor, adamlar, jet hızıyla Antalya 3. İdare Mahkemesi’nden yürütmeyi durdurma kararı alıyor..
Yargıyı yargılamak gibi bir düşüncemiz olamaz..
Ancak idare mahkemelerinin yapısı, kimlerden oluştuğu ve kararlarını nasıl aldığı tartışma konusu..
Bambus’ta doğa katliamı yapılıyor, Antalya 3. İdare Mahkemesi, ‘Muratpaşa Belediyesi’nin plajda yapacağı yıkımın firma adına telafisi güç zararların doğabileceği’ gerekçesiyle yürütmenin durdurulması kararı veriyor.
Yani mahkeme, “ Falez de neymiş, bırakın adamlar inşaatını yapsın, bakın sezon yaklaştı kasasını doldursun’ demek istiyor..
Olayın bir de siyasi yönü var..
Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal CHP’li..
İddialara göre Bambus Plajı’nda doğa katliamı yapan firmanın sahipleri de CHP’li..
Söylentilere göre tıpkı Bababurnu Deniz Feneri olayına olduğu gibi Bambus Plajı’nın sahibi CHP Genel Merkezi ile yakın ilişkide..
Bir şekilde CHP’li Belediye Başkanı Ümit Uysala aba altından sopa gösteriyor..
Uysal ise yasal haklarını kullanmaktan yana..
“Eninde sonunda yıkım yapacağım” diyor.
Kaçakları yıkmazsa suçlu olacağının bilincinde..
Gerçek şu ki Bambus Plajı şıkımı bir örnek..
Antalya’da kaçakların yıkımı işi ta bir komedi..
Yargı, belediye başkanına’ hemen kaçak yapıları yık, yıkmazsan hakkında yasal işlem yaparım” diyor..
Diyor da ardından da ya Bambus’taki gibi yürütmeyi durdurma saçmalığı geliyor, ya da ‘turizm sezonu süresince inşaat yasağı var, yıkımı sezon bittikten sonra yap’ mesajı veriyor.
Antalya’da bunun örnekleri çok..
İşte birkaç örnek :
Sera Oteli..
Bilem Oteli.
Ramada Oteli.
Kundu’daki çok sayıda otel..
Gülmekten kırılacağınız bir komedi bu yıkım işi..
Yıkan, yıkabilen varsa beri gelsin..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.