
İbrahim Akkaya
Yeterrrrrrrr !
Çok üzgünüm..
Bir o kadar da kırgınım.
Çok kaygılıyım.
Çok endişeliyim.
Bir o kadar da moralsizim.
İnanılmaz öfke doluyum
Tahmin edilemeyecek ölçülerde kızgınım.
Müthiş hiddetliyim.
Her an patlamaya hazırım.
Birileri dokunma ağlayacak kadar dertliyim.
Sözün özü sözün bittiği yerdeyiz.
Nereye gidiyoruz ?
Bizi kim nereye sürüklemeye çalışıyor ?
Devlet vatandaşına nasıl kıyıyor ?
Bu nasıl şiddet ?
Bu nasıl kin ?
Böyle hükümet, böyle devlet olur mu ?
Demokratik hakkını kullanmak isteyen devlet düşman gözüyle bakar mı ?
Hangi sorumlu yönetici, polise ‘vurun, kırın, acımayın, arkanızdayız’ gibi bir talimat verir ?
Çocuklarınıza destek için eylem alınana gelen annelere, devletin resmi ajansı nasıl ‘sözde anneler’ gibi son derece yakışıksız, çirkin bir ifade kullanır ?
Türkiye’yi birbirine kenetleyen, dünyanın dört bir yanından destek alan Gezi Parkı Direnişi’ne katılan sanatçıları devlet nasıl sakıncalı ilan eder ?
Toplumun aynası olan sanatçılar eylemlere destek verdi diye, “Bunlara artık dizilerde ve filmlerde rol vermeyin ?” şeklinde bir talimatı hangi aklı başına yönetici verir ?
Demokratik hak arayışını sürdüren vatandaşlara nasıl ‘çapulcu’ yakıştırması yapılır ?
İleri demokrasi havarisi havasına giren bir iktidar nasıl olur da demokratik hakkını arayan halkın üzerine biber gazı, tazyikli su sıkar, hızını alamaz plastik mermi kullanır ?
Nüfus hüviyet cüzdanında ‘T.C.’ yazan polis, aynı onuru yaşayan Türk vatandaşlarını nasıl yakı mesafeden nişan alır ağır yaralar, gözünü oyar, öldürür?
Hasıl bir anlayış bizi yönetiyor ki yaralıları tedavi eden doktorlar nasıl kelepçelenir ?
Nasıl bir hükümet bu ülkeyi yönetiyor ki, polis şiddetinden kaçanların sığındığı otele tomalarla saldırılır, biber gazı ve gaz bombası atılır ?
Dokunulmazlığı olan milletvekilleri nasıl dövülür, nasıl bile gazı ve tazyikli suya maruz bırakılır ?
Devletin yasa dışı uygulamalarını eleştiren avukatlar hem de adliyede nasıl olur da yerlerde sürüklenir ?
Halkın haber alma hakkını kullandırmakla görevli televizyonlar eylemde kan gövdeyi götürürken; hangi emri uygulayarak ekranlarına penguenlerin şak hayatını getirir ?
Kendilerine ‘ulusal’ yaftasını uygun gören ve ‘çok satanlar’ sınıfında olan gazeteler nasıl olu da dünyada ses getiren Gezi Parkı Direnişi ile direnişe destek eylemlerini görmezlikten gelir ?
Halkın ‘idolüm’ değdi, kahraman gözüyle baktığı anlı şanlı köşe yazarları, nasıl oluyor da Gezi Direnişi ile başlayan ve dünyanı kendisine hayran bırakan ‘halk hareketi’ni es geçer ?
Dahası kimi ekran kuşları ve uzaktan kumandalı köşe taşları hangi düşünceye hizmet için Gezi Parkı direnişi ve eylemlerine çamur atar ?
Dostlar canım çok sıkılıyor..
İçim daralıyor, kalbim sıkışıyor.
Nefes almakta zorlanıyor..
İçimden hiçbir şey yalpak gelmiyor..
Sadece ve sadece sesim kısılana kadar ‘yeterrrrr’ diye bağırmak istiyorum..
Yeter..
Yeter..
Yeter..
Yeter..
Yeterrrrrrrrr
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.