Yerel seçimler yaklaşıyor..

14 ay sonra sandık başına gidip, yerel yöneticileri seçeceğiz.

Bütünşehir Yasası’nda yaptığı değişiklikle sandıktan daha güçlü çıkıp, yerel iktidarı da kazanmak isteyen AKP, muhalefetin iktidar olduğu belediyeleri almak için belli ki her yolu ve yöntemi kullanacak.

AKP’nin 2014 yerel seçimlerinde Antalya’yı öncelikli hedef seçtiğini söylemeye gerek yok.

İktidar partisi 2009 seçimlerinde kaybettiği Antalya’yı yeniden kazanmak için, tüm kozlarını değerlendirme hazırlığı yapıyor.

Antalya’nın önemi büyük.

Antalya, bir Türkiye mozaiği olduğu için, Antalya’da sandıktan çıkacak sonuç, Doğu ve Güneydoğu’da BDP’nin etkili olduğu yerler hariç halkın eğilimini ortaya çıkaracak.

AKP, Antalya’da önceki seçimlerde olduğu gibi kalabalık bir kadro ile propaganda yapacak.

Önceki seçimlerde bakanlar adeta Antalya’ya odaklanmışlardı.

Kapı kapı dolaşarak partilerine oy istemişler, Antalya’yı AKP’nin kazanması durumunda çok sayıda vaatte bulunmuşlardı.

2014 yerel seçimleri öncesinde de aynı yöntemin uygulanacağı bilinen bir gerçek.

İşte bu noktada AKP, Antalya’yı kazanma adına elindeki kozları en iyi şekilde kullanmanın çabasına girecek.

Antalya’da iktidarın seçim kozu olarak kullanacağı projelerin başında EXPO 2016 geliyor.

Zaten EXPO Yasası ile ilgili görüşmelerde AKP, bu önemli organizasyonu siyasi ranta dönüştürmek amacında olduğunu göstermişti.

Organizasyonun adı EXPO 2016 Antalya olmasına rağmen bu işin neresinde Antalya’nın olduğunu çözmek güç..

Gündemi değiştirmede, kamuoyunun ilgisini başka yöne çekmekte mahir olan iktidar, EXPO için sembol tartışmasını ortaya attı, oysa sembolden önce EXPO’nun düzenleneceği alanın alt yapısı sorun.

O bölgede her yıl sel baskınları oluyor.

Şu ana kadar bu yönde bir tek çivi çıkılmamış olması bu organizasyonun geleceği için kaygı taşıyanları doğrular nitelikte.

Bir başka konu Batı Çevre Yolu..

Antalya trafiğine nefes aldıracak olan bu yolun kamulaştırmasının hala yapılamamış olması, seçim yaklaşınca sorunun çözüleceği yolunda sinyallerin bulunması, AKP’nin bu yolun siyasi kazanımını CHP’li Büyükşehir ve Konyaaltı Belediyeleri’ne kazandırmamak düşüncesinde olduğu gerçeğini gösteriyor.

Antalya’nın yıllanmış sorunlarından Kırcami planlaması için de Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın ‘Plan yetkisi bende’ kararı, Kırcami’de CHP’li Büyükşehir ve Muratpaşa Belediyesi’nin önünü kesmek anlamına geldiğini sağır sultan bile biliyor.

Aynı şeyleri adı ucube-hayalet binaya çıkan İl Özel İdaresi binası için de söylemek mümkün..

Antalya İl Genel Meclisi, daha önce aldığı yıkım kararını yine CHP’li Muratpaşa Belediyesi’ne siyasi prim sağlar düşüncesiyle AKP ve MHP guruplarının ortak kararı ile ötelemeye, 2014 yerel seçimlerinden sonraya bırakma çabası ve isteği de seçime, sandığa yönelik bir siyasi rant kaygısından başka bir şey değil.

Antalya’nın stadyumu konusunda da aynı düşünce ve yöntem uygulanıyor..

Liglerde takımı bulunmayan il, ilçe ve beldelere trilyonlar yatırıp statlar yapan AKP iktidarı, uzun süre  Antalya’ya üvey evlat gözüyle baktığı gibi, stadyumu da Antalya’nın arazisini pazarlayarak yapma gayretine girdi.

Çabuk unutan, olaylara günübirlik anlayışla bakan bireyler olduğumuzdan AKP’nin 100.Yıl Spor Kompleksi’ni TOKİ’nin ihalesini kazanan şirkete stadyum ve spor salonu karşılığında verdiğini unuttuk..

AKP, önce 800 gün olarak belirlenen yapım süresini, 180 güne indirerek, 2014 yerel seçimleri öncesinde tamamlatıp, stadyumun rantını ikiye katlamak istiyor.

Yani önümüzdeki süreçte siyasi rant düşüncesi daha da önem kazanacak, Antalya’ya yatırım seferberliği söylemi ile sandıktan kazançlı çıkmanın reklamı yapılacak..