Antalya Valisi Münir Karaloğlu’nu yaklaşık 1 ay önce ziyaret ettiğimizde çevre sorunlarına ilişkin de paylaşımlarda bulunmuştuk. Hidroelektrik santral, maden ve taş ocaklarının gerekliğini savunan Vali Karaloğlu, tıpkı bizler gibi koruma-kullanma dengesine dikkat çekmişti…
Bizim de aykırı bir görüşümüz yok zaten…
Ama atılan taş, ürkütülen kuşa değmiyor…
Kayıp-kaçağı engelleyerek, HES ihtiyacını kaldırabilecekken, mikro HES’lerle doğayı katletmemek lazım…
Ya da dünya pazarlarının hammadde ihtiyacını karşılamak için dağları kemirmemek…
Akılcı olmayan yatırımların tahribatı çok…
Antalya’da da bunları en ağır şekilde yaşıyoruz…
HES’ler, maden ocakları ile bitmiyor…
Su kirliliğinden tarım alanlarının kaybına kadar onlara meselemiz var…
Sorunların çözümünde Valimizin de tavrı önemli…
Peki ne diyor Vali Karaloğlu…
Van Valiliği görevindeyken 'Balıkların, kuşların, böceklerin de valisiyim' diyen Karaloğlu, Belek’te de "Caretta carettaların da valisi olacağız" demiş…
Çok güzel ifadeler…
Nesli tükenmek tehdidinde olan 'caretta caretta'lara sahip çıkmak güzel…
Balıkların, kuşların, böceklerin valisi olmak da güzel…
Ama Antalya’da balıklar ölüyor…
Aylardır Köprüçay’daki balık ölümleri aydınlatılamadı…
Bilimsel bir veri olmadan konuşmak istemiyoruz ama aylardır o bilimsel veriler de bir türlü çıkmıyor…
O zaman da ‘HES kirliliği’ iddiaları haklılaşıyor…
Bu arada balıklar sadece Köprüçay’da ölmüyor…
Çiftliklerde de ölüyor…
Manavgat’taki balık çiftliklerinde son 2 gün içerisinde 500 bin balık ölmüş…
İddialar Manavgat Barajı'ndan Manavgat Irmağı'na su bırakılmadığı ve deniz seviyesine inen ırmağa tuzlu su karıştığı yönünde…
Evet, sayın Valimiz lütfen bu konuyu aydınlatın…
Aydınlanmasına yardımcı olun…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.