Antalya, turizmdeki konumu nedeniyle sadece Türkiye’nin değil, Avrupa’nın, hatta dünyanın gözdesi konumunda olan bir kent..

Sektöre gönül verenlerin, ‘Turizmi 365 güne yayma’ çabası son yıllarda meyvelerini vermeye başladı.

Antalya, bir yandan kongreler kenti haline gelirken, diğer yandan ‘spor turizmi’nde öne çıktı.

Antalya’ya her yıl 2 bine yakın takım kamp için geliyor.

Avrupa ve dünya futbolunun dev ekipleri ile birlikte, atletizm, basketbol, hentbol, jimnastik gibi spor dallarında faaliyet gösteren kulüpler de Antalya’yı seçiyor kamp için..

Spor turizminin Antalya’ya ve Türkiye’ye katkılarını anlatmaya gerek yok.

Ancak kamp için Antalya’yı tercih edenlerin sıkıntısı tesislerin bulunmayışı..

Yeterli spor tesisi olmadığı için dev Antalya’da kamp yapmak isteye kulüplerin önemli bir bölümünün rezervasyonlarını iptal ettirdikleri de biliniyor.

Turistik tesisler, çareyi kendi tesislerini yapmakta buluyor.

Turizm sayesinde devlet bütçesine büyük katkıda bulunan Antalya, ne yazık ki tam bir tesis fakiri..

Antalya’ya 50-60 yıldır devletin kazandırdığı spor tesisi hemen hemen yok gibi..

Tesis yapılmadığı gibi 33 bin kişilik stadyum için 100.Yıl Spor Kompleksi pazarlanıyor.

100.Yıl Kompleksi içerisinde bulunan iki kapalı yüzme havuzu inşaatı yıkılıyor.

Dilek Sabancı Spor Salonu da yerle bir ediliyor.

Açık olmasına rağmen çok sayıda şampiyon yetiştiren Süleyman Erol Yüzme Havuzu da ‘yeni bir proje yapacağız” gerekçesiyle ortadan kaldırılıyor.

Lafa geldi mi Antalya ile övünenler, Antalya gibi turizmin başkenti, ülkenin vizyon kentini nedense dışlıyorlar, stadyumu, yüzme havuzunu, spor salonunu Antalya’ya çok görüyorlar..

Antalyaspor’un bir sutopu takımı var.

Çalışmalarını Akdeniz Üniversitesi’nin havuzunda kısıtlı olanaklarla yapıyor.

Antalya’da kapalı yüzme havuzu olmadığı için de ev sahibi olduğu maçlarını İstanbul’da yapmak zorunda kalıyor.

Deniz kenti Antalya’da su sporlarının tesissizlik yüzünden yapılamamış olması gerçekten çok üzücü ve düşündürücü.

Akdeniz GERÇEK’in okuyucularından Uğur Aydınlı, Antalya’yı tesis fakiri konumuna düşürenlere tepkisini şu mesajla veriyor :

“Trilyonlar ödenerek aynı yere 3 kez olimpik yüzme havuzu yapıp yıkıldı. Sebep ??? Amaç bu araziyi stadyum bahanesiyle peşkeş çekmek. Antalya gibi yılın tamamında denizden faydalanılan bir şehirde yüzme takımı da yok, kano, yelken ve kürek takımı da yok. Olanlarda öne çıkamıyor.500 kilometre sahil şeridinde deniz ulaşımı bile yok. Uyan Antalya şehrine sahip çık”

Antalya uyanıp şehrine sahip çıkar mı bilinmez ama, sporun her branşında olduğu gibi su sporlarına önem veren ve havuz ayıbını kapatmak için kolları sıvayan Muratpaşa Belediye Başkanı Süleyman Evcilmen dün Yeşilbahçe Mahallesi Portakal Çiçeği Bulvarı’nda olimpik ölçülerde yapılacak ve 120 günde tamamlanacak olan kapalı yüzme havuzunun temelini atarken hem heyecanlı, hem de mutluydu.

Evcilmen, “Antalya gibi 640 kilometre sahil şeridi bulunan bir kentte yüzme havuzu yapılmadığı gibi, bitme aşamasına gelen iki kapalı yüzme havuzu inşaatı da yıkıldı. Biz bu duruma seyirci kalamazdık. Belediye olarak görevimiz olmadığı halde Antalya’ya  kapalı yüzme havuzu kazandırmayı kendimize görev edindik. Bu havuzdan şampiyonlar çıkaracak Antalya. Görev alanımıza girmediği halde ‘bize ne’ demeyip ikinci bir spor salonunu yapıyoruz. Üçüncüsünün de planlamasına başladık. Antalya neye ihtiyaç duyuyorsa biz o tesisleri yapmakta kararlıyız” diye konuştu.

Olimpik yüzme havuzunun temel atma törenine katılan Antalyaspor Sutopu Takımı oyuncularının ise gözlerinin içi gülüyordu.

Bu konuda emeği geçen herkese teşekkür etmek de boynumuzun borcu..