
İbrahim Akkaya
Uçtu uçtu hakim uçtu !
15 Temmuz darbe girişimi sonrasında FETÖ/PDY soruşturması kapsamında tutuklanan ve Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu(HSYK)tarafından meslekten ihraç edilen hakimin ifadesini okuyunca resmen şok oldum..
FETÖ üyesi olduğu belirlenen O.D. isimli hakim, ifadesinde gördüğü rüyası akıllara zarar sözlerle şöyle anlatıyor:
“Bir gün sabaha karşı evimin ortasında halı üzerinde otuyorum. Birden yanıma Fethullah Gülen Hocaefendi geldi. Sırtıma vurup-Peygamber efendimize komşu olacaksın-dedi. Bu sözlerden sonra semaya doğru havalandım”
İnanılmaz ama gerçek..
Hukuk Fakültesi’ni tuğla kalınlığında kitapları okuyarak bitiren, ardından hakimlik sınavına giren ve hakimlik gibi çok kutsal bir görevi üstlenen O.D.’nin bu sözlerine aslında söylenecek fazla bir şey yok..
Hakim uçmuş, hem de fena uçmuş.
İnsanların böyle hurafelere inanması hele hele hakimlik mertebesine gelmiş bir kişinin inanması anlaşılır gibi değil..
Şurası yadsınamaz bir gerçek ki FETÖ’nün etkili olduğu yerlerden birisi de Antalya idi..
FETÖ’nün Antalya’da ‘himmet parası’ adı altında Fetoş’u rüyasında görünce semaya doğru havalanan hakim gibi pek çok kişiden trilyonlarca para topladığı biliniyor.
Himmet parasını toplayan ve Pensilvanya’ya gönderenlerin bir bölümü Almanya’ya kaçtığı belirtilen ‘Aksu İmamı’ Din Kültürü Öğretmeni Hasan Gündoğdu gibi firarda..
Gündoğdu’nun Aksu’da varlıklı kişiler ve işadamlarından para topladığı bilgisine ulaşılmıştı.
Pekala Antalya’nın parasının önemli bir bölümünün ‘himmet parası’ adı altında buharlaştırıldığı bu kirli sistem nasıl işliyordu ?
Cemaatin AKP ile kardeşçe yasadığı dönemde hükümette, bakanlıklarda, bürokraside, valilikte, kaymakamlıkta, TRT’de, emniyette,yargıda, eğitimde, yani her yerde etkin olduğunu ve altın çağını yaşadığı biliniyor.
FETÖ’nün Antalya ile birlikte Türkiye’yi ahtabot gibi sömürdüğü dönemde hortumların,muslukların cemaate bağlandığı, paranın oluk oluk akıttığı da biliniyor.
Cemaatin bu altın döneminde firmalarına yaptırdığı işlere abartılı bütçeler verildiği de belirtiliyor.
Cemaatin firmaları dışında yaptırılan işlerden ise ‘belli bir pay’ ın himmet parası olarak aktarıldığı soruşturma kapsamında ortaya çıkarıldı.
FETÖ’nün gelir kaynaklarından birisi de kuşkusuz kitap alımlarıydı..
AKP’li belediyelerin TIR’lar dolusu cemaat yayınlarını yüksek fiyatlarla satın aldığı da soruşturma genişletilince ortaya çıktı.
Cemaatin Zambak, Timaş, Muştu, Gonca gibi yayınevlerinin bu yolda trilyonlar kazandıkları biliniyor.
Şimdi bir bölümü tutuklu veya açığa alınan vali ve kaymakamların çoğunun da Zambak, Timaş gibi cemaatin yayınevlerini tercih ettikleri, cemaatin kitaplarını okudukları, okuttukları, çevrelerine tavsiye ettikleri de anlaşıldı.
Şimdi FETÖ’nün kitaplarını ayıklamakla uğraşan Milli Eğitim Bakanlığı da elbette aynı durumdaydı.
Milli Eğitim Bakanlığı ve Milli Eğitim Müdürlerinin yönlendirmesiyle milyonlarca çocuk kitabı, 100 Temel Eser, klasikler tavsiye edildi, tavsiye edilen kitaplar da elbette cemaatin yayınevlerinden alındı.
Cemaatin hükümetle iyi ilişkileri içinde bulunduğu dönemde tehdit, şantaj ve benzeri uygulamalarda tavan yapmıştı.
FETÖ’cüler Antalya ile birlikte Türkiye genelinde rahatlıkla at oynattıkları günlerde kendilerine boyun eğmeyen, himmet parası talebine sıcak bakmayanlara şu tehditli mesajları gönderiyordu:
“Herkes bize muhtaç, biz olmadan kimsenin işi olmaz, istediğimizi piyasadan sileriz, süründürürüz”
Bu tehditlere direnmeyen, karşı koyamayan Antalyalı işadamlarının büyük bir bölümü bir yandan korkulu geceler yaşarken, diğer yandan da FETÖ ile ilişkilerini olmadığını göstermek adına AKP’ye yanaşıyor, ilişkilerini sıcak tutmaya çaba gösteriyor.
.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.