Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel’e bir haller oldu..

Hem halkla kavga ediyor, hem de sinemacılara rest çekiyor..

Bakınız Cumhuriyet Mahallesi’ndeki Göçmen Parkı’nın sökülerek yerine otopark yapılmasını engellemek isteyen mahalle sakinlerine neler söylüyor :

“Zavallılar, hiç birine pabuç bırakmam”

Bir kentin şehri emini olan bir kişinin o kentin insanlarına ‘zavallı’ demeye hakkı yok..

 Giritli Parkı ve Göçmen Parkı’nın sökülerek yerlerine otopark yapılmasına karşı çıkan, direniş gösteren, nöbet tutan Antalyalıları Gezi Parkı üzerinden suçlaması ise Türel adına büyük talihsizlik..

Türel, agresif, eleştiriye kızan, çevresindekileri kırıp döken bir Belediye Başkanı profili çizmeye başladı..

Pekala Türel neden sinirli, neden agresif..

Aslında nedenini bulmak güç değil..

Pek çok AKP’li gibi Türel’in morali de 14 Nisan referandumundan sonra fena halde bozuldu..

Referandumda Antalya’dan yüksek oranda ‘hayır’ oyu çıkmasının faturası il yönetimi ile birlikte kendisine çıkarılmış gibi..

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın  söylediği ‘metal yorgunluğu’ görünen o ki Türel de de var..

Erdoğan’ın ‘yorulan çekilsin’ yönündeki talimatının adresi referandumda ‘hayır’ çıkan İstanbul, Ankara gibi doğal olarak Antalya..

Erdoğan’ın ‘Yorulan varsa kenara çekilsin’ sözlerinin teşkilatla birlikte belediye başkanları ile milletvekillerine yönelik olduğu biliniyor..

Bakınız AKP’nin ağır toplarından Yaşar Tabur neler söylüyor:

“Metal yorgunluğu konusunda Cumhurbaşkanımızın söylediği illerden birisinin de Antalya olduğunu düşünüyorum. Antalya’yı kastettiği kanaatindeyim. Tayyip Bey’in söyledikleri fiiliyata dökülmeli. Burada hepimize görev düşüyor. Çünkü siyaset amaç değil araçtır”

Tabur’un “Siyaseti siyasetçiler yapsın, belediye başkanları siyaset yapmasın “ şeklindeki çıkışının adresinin de Türel olduğunu söylemek için kahin olmaya gerek yok..

Yaşar Tabur, lafa esirgemeyen siyasetçilerden, lafı geldiğine koyuyor:

“Bugün partilerin parti teşkilatları, il başkanlıkları siyaset yapar halden uzaklaştılar. Gelinen noktada siyaseti belediye başkanları yapıyor. Siyaseti sürükleyecek olanlar illerde il teşkilatı, ilçelerde de ilçe teşkilatıdır. Siyasi açıklamaları onlar yapar. Belediye başkanları -biz rozetimizi çıkardık- diyorlar ama bu lafta kalıyor. Siyasi açıklamalar yapmaları doğru değil, eski hale dönmeleri lazım”

Türel’in agresif, sinirli, çevresini kırıp döken bir süreç yaşamasında AKP içindeki bazı gruplaşmaların da payının olduğu söyleniyor..

İddialara göre AKP’de  Mevlüt Çavuşoğlu’nu destekleyen, Türel’in yanında olan iki grup var ve ilçe ve il başkanlığı seçimi öncesinde bu iki grup arasında ciddi görüş ayrılıkları, parti içinde kalmasına özen gösterilse bile tartışmalar yaşanıyor..

AKP’de bir üçüncü grup var ki hem Türel’e, hem de Çavuşoğlu’na muhalif..

Bu grup bir yandan Çavuşoğlu ve Türel için AKP Genel Merkezi’ne ve Saray’a  olumsuzluk içeren dosyalar, bilgi ve belgeler ulaştırıyor, diğer yandan ise teşkilatı ele geçirmek için sosyal medyayı kullanarak bazı kalemşorlar aracılıyla muhalefet ediyor.

Türel’in moralini bozan etkenlerden birisi de kuşkusuz Mustafa Köse konusu..

Siyaset kulislerinde AKP Antalya Milletvekili Mustafa Köse’nin 2019 yerel seçimlerinde Antalya Büyükşehir Belediye Başkan Adayı gösterileceği, Köse’nin nabız yokladığı, yol arkadaşları ile birlikte zaman zaman toplantılar yaptığı konuşuluyor.

AKP’nin üst yönetiminde olması da Köse’nin avantajı olarak gösteriliyor..

Bir de sinemacılar ile kavgası var Türel’in..

Antalya Film Festivali’nde ulusal film yarışmasının iptal edilmesi sinemacıları kızdırdı..

Sinema örgütleri ortak bir açıklama yaparak, Türel’in kararını eleştirdiler, ulusal film yarışmasının yeniden festival kapsamına alınması halinde festivale katılmayacaklarını boykot edeceklerini söylediler.

Türel, sinemacılara da rest çekti..

Dedi ki :” Küçük zihniyetler içerisinde hapsolmak suretiyle festivali boykot etmeye çalışırlarsa, bir sonra  uluslararası film festivalimizin geldiği iyi noktaları gördüklerinde üzülürler”