‘Ucube-hayalet bina’ için tam 9 yıl sonra verilen ‘yıkılsın’ kararı kamuoyunda değişik yorumları da beraberinde getirdi.

Kolonları patladığı için 2004 yılında boşaltılan İl Özel İdaresi binası için 2013 yılında karar verilebilmiş olması pek çok açıdan değerlendirilmeli.

Öncelikle olayın siyasi boyutuna bakalım.

Kolonların patlama olayı 2004 yılında meydana geldi..

İl Genel Meclisi’nin eski Başkanı AKP’li Bilal Özgür döneminde binanın yıkımı için kaynak ayrılmasının dışında dişe dokunur bir çalışma yapılmadığı biliniyor.

Hatta o dönemde Bilal Özgür’ün ucube ile ilgili kimi çalışmalarından AKP yönetiminin rahatsız olduğu da konuşuluyordu.

Bilal Özgür, dik bir adamdı, uzaktan kumandalı bir anlayışı benimsemediği için de partisi ile arasının biraz limoni olduğu da kulislerde konuşuluyor, yerel basına da yansıyordu.

2009 yerel  seçimleri ile birlikte Antalya İl Genel Meclisi’nde bir ilk yaşandı..

CHP ve MHP’nin AKP’ye karşı koalisyon oluşturmasıyla İl Genel Meclisi Başkanlığı koltuğuna ilk kez bir CHP’li Cavit Arı oturdu..

Oysa 2009 seçimlerinden önce adı CHP’den Kepez Belediye Başkan adaylığı için geçen İsa Akdemir’e iktidar partisi AKP’nin Antalya teşkilatı İl Genel Meclisi Başkanlığı önermiş, bu nedenle Akdemir, seçimlere kısa bir süre kala AKP saflarına geçmişti.

CHP-MHP mecliste işbirliği yapıp, başkanlık koltuğuna Cavit Arı oturunca İsa Akdemir büyük şok yaşamıştı..

2009’da göreve başlayan yerel parlamento kentin merkezinde bir çirkinlik abidesi gibi duran binayı masaya yatırmış ve AKP, CHP, MHP’li üyelerin katılımı ile ‘yıkım’ kararı alınmıştı..

Ancak yıkımdan sonraki olası uygulamalar AKP ile birlikte MHP’nin de işine gelmedi.

Zira binanın bulunduğu alanın sorumlusu CHP’li Muratpaşa Belediye Başkanı Süleyman Evcilmen, burada yeni bir yapılaşmaya izin vermeyeceklerini, İl Özel İdaresi’ne Muratpaşa sınırları içerisinde yeni bina yapımı için eşdeğer bir alan gösterebileceklerini açıklamıştı.

CHP’li bir belediyeye bu şansı vermek istemeyen AKP’ye MHP’de katılınca bu kez ‘güçlendirilsin’ görüşü ortaya atıldı..

Alaaddin Yüksel’in yerine Antalya Valiliği’ne atanan Dr. Ahmet Altıparmak ise kucağında bulduğu bu sorunun çözümü için Yıldız Teknik Üniversitesi(YTÜ)’den rapor istedi..

Kulislerde YTÜ’den ısmarlama bir rapor istendiği iddiaları ortaya atıldı..

YTÜ’de ‘güçlendirilsin’ yönünde bir rapor verdi..

Yani iddialar doğrulanmış oldu..

Mimarlar Odası, İnşaat Mühendisleri Odası gibi meslek kuruluşları ise 14 katlı binanın

4 katının tıraşlanarak güçlendirilmesinin hem teknik olarak mümkün olmadığını, hem de güçlendirmenin yeni bir binanın yapımından daha fazla maliyet gerektirdiğini belirttiler.

2011 yılında Antalya İl Genel Meclisi kamuoyunun ve yerel basının baskısı nedeniyle bir kez daha konuyu masaya yatırdı, AKP, CHP ve MHP gurupları, ucube için yıkım kararı aldılar.

Ancak AKP, yeniden yapılan oylamada alanı CHP’li belediyeye vermemek adına güçlendirilsin oyu verdi..

MHP’de AKP’ye uydu..

Çünkü onlar da yerel seçimler öncesinde CHP’li Muratpaşa Belediyesi’nin prestij bir proje üretmesini ve Kadınyarı ile birleştirerek bir doğa parkı oluşturmasını istemiyorlardı..

MHP’de fikir değiştirip güçlendirilsin diye oy kullandı.

11 Mayıs 2004 günü saat 17.45’te kolonları çöken İl Özel İdaresi İşhanı için tam 9 yıl sonra 10 Mayıs 2013 günü yapılan oylamada AKP ve CHP yıkılsın dedi..

MHP’liler ‘tükürdüğümüzü yalamayız, güçlendirilsin kararında ısrarlıyız” diyorlar.

Oysa MHP iki kez fikir değiştirerek tükürdüğünü yalamıştı..

Pekala 9 yıl süren yılan hikayesi bitti mi ?

Bu çirkinlik ortadan kalkar mı ?

Yıkım kararı alındı ama kimin nasıl, ne şekilde ne zaman yıkacağı belirsiz..

Nasıl eski Vali Ahmet Altıparmak ucubeyi kucağında bulmuşsa, yeni Vali Sabahattin Öztürk’te aynı sorunla karşılaşacak Antalya’ya ayak basar basmaz..

Vali Alaaddin Yüksel döneminde kolanları patladı ve boşaltıldı bu meşhur bina..

Vali Ahmet Altıparmak döneminde yıkılsın mı güzlendirilsin mi tartışması 3 yıl sürdü..

Altıparmak’ın tayininin çıktığı gün İl Genel Meclisi’de yıkım kararını çıkardı..

Vali Sabahattin Öztürk döneminde neler olacak onu da bekleyip göreceğiz.