
Cengizhan Gököz
TARAFLI T. R. T.
Devlete ait olan Türkiye Radyo Televizyon Kurumu, iktidarın ve hatta bir kişinin radyo televizyon kurumu gibi faaliyet gösteriyor.
Devletin Valilerini, Kaymakamlarını, Adli Kurumları, Silahlı Kuvvetlerini, Polisini velhasıl tüm kurumlarını ele geçiren siyasal iktidar, sivil toplumu ve medyayı da sahip olduğu bu güçle zaman zaman baskı, zaman zaman kişisel menfaat sağlama yolu ile kendisine bağlamaya devam ediyor.
Konumuz, devlete ait olması gereken radyo ve televizyon kurumunun iktidarın borazanlığını yapması.
Gerek programlarda, gerekse haberlerde yine kendisine bağlı RTÜK’ün kontrolünde, iktidar partisinin propagandası yapılıyor.
Haberlerde muhalefete ayrılan sürenin yaklaşık 5 mislisi sadece Hükümetin bir Bakanına veya sözcüsüne tanınan TRT’de, Cumhurbaşkanı’nın ve Başbakan’ın burnunu kaşıması dahi haber yapılıyor. Haberde dünyada en güzel burun kaşıyan Devlet Adamı’nın asrın lideri olan Cumhurbaşkanımız olduğu dile getiriliyor. Daha fazla ayrıntıya girmek istemiyorum.
Dikkat çekici olan, yandaş ve yalaka kanallar ile birlikte TRT’nin programlarında danışmanlık adı altında devletten büyük paralar alan bir kısım kerameti kendinden menkul, saçlarının jölesi ile meşhur bir zâtın iktidara yaranma çabalarında hangi noktaya geldiği hususudur.
Bu zâtın, TRT’de yayınlanan bir radyo programında; seçilmiş iktidarların, atanmış yargı mensuplarınca yargılanmasının demokrasiye ne kadar ters olduğunu söylemesi ile öğrenmiş bulunduk.
Vıcık vıcık yağcılık kokan bu açıklamalarda hiçbir bilimsel yön bulunmadığı gibi, insanları cahil gören ve tepeden bakan bir hal ve ses tonu söz konusu idi.
Demokrasi kültürleri seçim ile sınırlı olan siyasi iktidar mensuplarının, bu sığ demokrasi anlayışlarını desteklemek adına zâtın yargıya yönelik sözleri, bir hukukçu olarak bizleri ziyadesi ile üzmüştür.
Anayasa’da düzenlenen kuralları bu şekilde aşağılayarak yargı bağımsızlığı aleyhine sözler sarf edilen yayınlar yapanlar hakkında hareket geçmesi gereken yine bir yargı mensubu olan Cumhuriyet Savcılarıdır.
Bu konuda herhangi bir soruşturma yapıldığını duymadık.
Ancak savcılarımız, polis tarafından geldiği söylenen ihbarlar ile sosyal medyada paylaşılan birtakım sözler ile ilgili TCK 301 maddesinde yer alan hükümeti küçük düşürme suçlamasından soruşturmalar başlatabiliyorlar.
Düşünce ve düşünceyi paylaşma, basın ve haberleşme özgürlüğünü zedeleyen bu tür olaylar karşısında, derin üzüntü duymamak mümkün değil.
Devletin televizyonu TRT dâhil, her kurumunu kendi propagandasında kullanan koro halinde yayın yapan yandaş ve yalaka basının da işbirliği ile seçim kazananların veya kazanmayı planlayanların planını milletimiz en kısa zamanda bozacaktır.
Saygılarımla…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.