
İbrahim Akkaya
O saldırıyı lanetliyorum !
İhlas Haber Ajansı(İHA)Haber Müdürü Sabri Çağlar ve muhabir Alparslan Çınar’a Akdeniz Üniversitesi güvenlik görevlilerince yapılan saldırıyı nefret kınıyor, lanetliyorum..
Antalya’da özel güvenlik terörü yaşanıyor son yıllarda.
Halkın haber alma hakkını kullandırmaya çalışan, tüm olumsuz koşulara rağmen görevini yapmak için çırpınan Antalyalı gazetecilere yapılan saldırıların her geçen gün artmasına karşılık gerek özel güvenlikçilerin çalıştığı kurumların, gerek il yönetiminin, gerekse meslek örgütünün gerekli önlemleri almayıp, yaşananları dostlar alış verişte görsün türünden açılamalar ile geçiştirmeye çalışmaları kabul edilemez..
Otoparka aracını bırakmak isteyen iki gazeteciye, “Amirlerim böyle talimat verdi’ diyerek karşı çıkan, tartışmaya giren, önce otomobiline tekme, arkasından gazetecilere yumruk atan ve Sabri Çağlar’ın parmağını kıran özel güvenlik görevlisinin bu cesareti nereden ve kimlerden aldığı ciddi biçimde araştırılmalı, sorgulanmalı ve en ağır biçimde cezalandırmalı dile düşünüyorum.
Özrü kabahatinden büyük özel güvenlik görevlisinin şu sözleri Antalya’nın ve Antalyalı gazetecilerin ne denli sahipsiz olduğunu ortaya koyması açısından bir ibret vesikası olarak algılanmalı :
“Siz terörist misiniz, eşkıya mısınız. Burada kurallara uymak zorundasınız. Gazeteci değil, kim olursanız olun buraya park edemezsiniz. Adli tıp savcısı ve başhekimlikten talimat var. Çıkın gidin buradan. Sana buradan bir kafa atarak burnunu kırarım”
Bakar mısınız cürete..
Bakar mısınız şımarıklığa…
ANSAN’ın tahliyeinde, ANSAN ve Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’(ÇYDD)nin tahliyesine protesto etmek amacıyla yapılan yürüyüşte Büyükşehir Belediyesi Zabıtası, özel güvenlik ve polisin uyguladığı şiddetin, biber gazı ve TOMA’dan sıkılan zehirli-tazyikli su olayının henüz mürekkebi bile kurumadan yaşanan özel güvenlik terörü Antalya’da toplumsal barışın ciddi biçimde tehdit altında olduğunu ortaya koyuyor.
Bu noktada başta Antalya Valisi Muammer Türker olmak üzere İl Emniyet Müdürü Cemil Tonbul ve diğer yerel yöneticilerin yaşanan şiddet olaylarına duyarsız kalmayacağını umut ettiğimizi de vurgulamak istiyorum.
Gazetecilere yönelik saldırı, tehdit ve benzeri olumsuzluklarda gözler doğal olarak meslek örgütüne, yani Antalya Gazeteciler Cemiyeti’ne çevriliyor.
Cemiyet Başkanı Mevlüt Yeni, yine bana kızacak, yine birilerine beni şikayet edecek ama yaşananları görmezlikten gelmek olanaksız..
Antalyalı gazeteciler sadece Akdeniz Üniversitesi’nde horlanmıyor, dövülmüyor, rencide edilmiyor.
Toplu ulaşım araçlarında sürücülerin ‘şamar oğlanı’ gibi gazeteciler..
Yasaların verdiği hakkı kullanarak toplu ulaşım araçlarından ücretsiz yararlanmak isteyen, aralarında sürekli basın kartı da taşıyan Antalyalı gazetecilere adeta eziyet ediliyor sürücüler tarafından..
Yapılacak olan ise gayet basit Antalya kent merkezi ile birlikte ilçelerdeki toplu ulaşım araçlarında gazetecilerin sorun yaşamaksızın yararlanması için uyarı levhaları asılabilir, depolama merkezlerine de benzeri materyaller konulabilir.
Basın kartlarının fotokopileri araçlara ve depolama alanlarında uygun yerlere konulabilir.
Otoparklar için de aynı yöntem uygulanabilir..
Başkanı gazeteci olan Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin toplu ulaşım araçları ile birlikte caddelerdeki park noktaları ile AKM, Beach Park gibi mekanlarda da gazetecilerin işini kolaylaştıracak önlemlerin alınması çok da zor değil.
Bu noktada Antalya Gazeteciler Cemiyeti ile işbirliği yapılarak şiddete kadar varan, hatta karakolda, adliyede biten olayların da önüne geçilmiş olur..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.