Cengizhan Gököz

Cengizhan Gököz

SUÇA İŞTİRAK (KATILMA)

 

                Bir suç, bir veya birden fazla kişi tarafından birlikte işlenebilir.

                Suçun işlenmesinde, bu kişilerin hukuki ve cezai durumlarını birbirinden farklı olabilir.

                Bu durum Ceza Kanunlarının ‘Genel Esaslar’ bölümünde tanımlanmış ve düzenlenmiş olup, 765 sayılı önceki Ceza Kanunu ve 5237 sayılı şimdiki Ceza Kanunumuzda da bu düzenlemeler yer almaktadır.

                Önceki ceza kanununda suça iştirak edenler;

                *Asli maddi fail,

                *Fer’i maddi fail,

                *Asli manevi fail, (azmettiren)

                *Fer’ i manevi fail.

                Şeklinde tanımlanmış olup, asli maddi fail (fiili gerçekleştiren) ve asli manevi fail (azmettiren) aynı cezaya çarptırılır.

                Bu düzenleme, yeni yasada suça katılma olarak gerçekleşmiş olup, failin eyleminin özelliğine göre, Hakim gerekli cezayı tertip edecektir.

                Bu hukuki kısa açıklamalar, halen gündemde olan cemaat (paralel) soruşturma ve davalarındaki sorumlulukları ortaya koymak için yapılmıştır.

                17-25 Aralık’ ta cemaatin iktidara yönelik asrın yolsuzluğunu ortaya çıkaran tavrı ile ortaya çıkan kavga sonunda;

                Ülkenin AKP’ li Cumhurbaşkanının,televizyonlarda ve yurtiçi toplantılarında ‘alenen’  -inlerine kadar girilecek- talimatı üzerine başlatılan ve adına paralel, Fethullah Gülen terör örgütü vb. isimlerle anılan soruşturmalarda tek yanlı hareket edilmektedir.

                               Cemaate veya Fethullahçı terör örgütüne yüklenen ve isnad edilen suçlar genel anlamda TSK ‘ ya kurulan kumpas, şike davaları ve sonuçta iktidara yönelik 17-25 Aralık soruşturmalarıdır.

                               Hafızalarımızı yoklarsak, başta AKP’ li Cumhurbaşkanı olmak üzere dönemin ağlamadan sorumlu Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ ta dahil tüm AKP ve türevleri cemaatle iç içe ve kol kola yürüdüklerini anımsarız.

                               TSK’ nın, Emniyetin, Yargının, Milli Eğitimin velhasıl tüm devletin kurumlarına  F tipi yapılanma bu iktidar tarafından gerçekleştirilmiştir.

                               ‘Beraber yürüdük biz bu yollarda’ şarkısını tüm mitinglerde hep birlikte söyleyen ve söyletenlerin;

                               ‘Ne istediler de vermedik’ ‘bitsin artık bu hasret’ nidaları halen hafızalarımızdan silinmemiştir.

                               Aynı şekilde TSK’ ya kumpas olduğu anlaşılan davalarda, AKP’ li Cumhurbaşkanının ‘ben bu davanın savcısıyım’ sözleri ile yukarıda sözünü ettiğimiz ve şuanda açığa alınan Bülent Arınç’ ın; ‘Türkiye’ nin bağırsakları temizleniyor’ sözleri arşivlere geçmiştir.

                               Özetle Büyük Önder Atatürk ‘ ün kurduğu Cumhuriyet’ in aydınlık ve çağdaşlığa dayanan felsefesini yok etmek için AKP ve cemaat birlikte hareket etmiştir.

                               Bu anlamda; TCK’ nın iştirake ilişkin düzenlemelerine göre, suç ortaklığı söz konusudur.

                               Ortakların; birbirlerine düştükten sonra, birbirlerinin suçlarını ortaya çıkarma veya karşılıklı suçlamaları durumu değiştirmez.

                               Ülkenin Cumhurbaşkanı, şuanda yürütülen cemaat soruşturmalarında asli manevi fail (azmettiren) durumunda değerlendirilebilir.

                               AKP, parti olarak bu suçun asli maddi ve asli manevi faili olarak irdelenmelidir.

                               Bu açıdan, cemaat veya Fethullahçı terör örgütü soruşturmaları büyük oranda eksik yürütülmektedir.

                               Aslında görünen gerçek, yapılan bir soruşturma veya yargılama adı altında, Cumhurbaşkanının ‘inlerine gireceğiz dedik ve girdik’ söyleminin hayata geçirilmesidir.

                               Mücadele Cumhuriyete, Türklüğe, üniter devlet yapısına, Atatürk ‘ e ve onun felsefesine yöneliktir.

                               Tarafları değişse de gerçek budur.

                               Başkanlık adı altında, sistem değişikliği talebi de bu düşünce ışığında değerlendirilmelidir.

                               Bu tavrın karşısında durmak, her Türk’ ün ve Atatürk’ ün Gençliğe Hitabesinde belirttiği Türk gencinin birinci vazifesidir.

 

                              

                              

                              

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Cengizhan Gököz Arşivi

İHA - SİHA GÜZELLEMESİ

04 Mayıs 2023 Perşembe 09:30

EVLATLIKLA EVLENMEK!

22 Şubat 2023 Çarşamba 09:50

Davul-tokmak  

12 Ocak 2023 Perşembe 10:38

ÇARPIK ÇEVRE ANLAYIŞI

24 Aralık 2019 Salı 06:28

DİN VE ÇEVRE

09 Ağustos 2019 Cuma 14:02

ANADİLDE İBADET

06 Ağustos 2019 Salı 11:02

MİLLİYETÇİ MUHAFAZAKÂRLIK

31 Temmuz 2019 Çarşamba 12:04

MİNAREYE “KÜLAH GİYDİRMEK’’

24 Temmuz 2019 Çarşamba 13:21