
İbrahim Akkaya
Seçmenin tarihi görevi
30 Mart’ta sandık başına giderek Antalya’nın geleceğini tayin edeceğiz.
Antalya’nın diyorum çünkü bazı siyasi partiler ve adaylar bu seçimi genel seçim havasına sokarak sandığa avantajlı gitme çabasındalar.
İktidar ise bu seçimi güven oylaması olarak lanse etmeye çalışıyor.
Kendimizi kandırmayalım 30 Mart yerel seçimdir.
9 gün sonra sandık başında Antalya’yı gelecek 5 yılda yönetecekleri seçeceğiz.
Sandık başına öncelikle bu bilinçle gitmek gerektiğini düşünüyorum.
Antalyalı seçmenin bu bilinçle hareket edeceğine inancımı da yinelemek istiyorum.
Antalya’yı yönetecek kişileri seçerken çok ama çok iyi düşünmeliyiz.
Niçin mi ?
Örnekleriyle paylaşmak, Antalya’yı beleyen tehlikelere dikkatinizi çekmek istiyordum.
Birincisi belediye başkan adaylarının belirlenmemsinde bile etkili olan Konuksever Mahallesi’ndeki AVM konusu.
Yabancı ortaklı firma tam 150 bin metrekare büyüklüğü olan, 5M Migros’un tam 5 katı olan devasa bir AVM’yi tüm koşulları zorlayarak dikmek isteyecektik.
Burada çok büyük rant söz konusu ve sandıktan çıkacak sonuç, esnafı bitirdiği gibi, Antalya’nın geleceğine ipotek koyacak, halkın cüzdanına ortak olacak bu AVM’nin yolunu açabilir.
Antalyalı bu dev AVM’ye kimlerin karşı çıktığını, karşı çıktı için de nasıl mağdur edildiğini biliyor.
İkincisi Antalya’nın gözbebeği 100.Yıl Spor Kompleksi..
100.Yıl’da 33 bin stadyum ve 10 bin kişilik spor salonu yapımı karşılığında yapılaşma oranı sınırsız bir ticari alan yapılmasının planlandığını sağır sultan bile duydu.
Antalya’nın sahipleri, sivil toplum örgütleri, meslek odaları ve yerel basın bu talana karşı çıkınca AKP devreye TOKİ’yi sokarak büyük sermayenin bu pahalı biçilmez alanı babasının malı gibi kullanmasının yolunu açmıştı.
Ticari alan hükümet ve yandaşları tarafından sürekli yalanlanmasına rağmen bir süre önce AKP İl Başkanı, yani Başbakan ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Antalya’daki temsilcisi Mustafa Köse, ticari alan yapılacağını itiraf etmişti.
AKP’li Köse, bir süre önce katılığı televizyon programında şu itirafta bulunmuştu :
“ Stadyum projesi içinde bir AVM yapılacak. Bu ticari alan 20 bin metrekare olacak”
Antalyalı seçmen kararını verirken 100.Yıl peşkeşine kimlerin karşı çıkıp, davalar açtığını iyi düşünmeli.
Üçüncüsü Dokuma Fabrikası alanı.
2005 yılından bu yana atıl durumda Antalya’nın bu çok değerli alanı.
Benim için de ayrı bir önemi var.
Dokuma’da çadır kurarak buranın Hollanda firması MDC Turkmall’a 49 yıllığına verilmesini protesto için bireysel bir eylem düzenlemiş ve bu alanın Antalya’dan, Kepez’den kaçırılmasının önüne geçmiştik Antalya’nın sahipleriyle birlikte.
Dokuma için de pusuda bekliyor firma..
‘Dokuma’yı bana geri verin, ya da 380 trilyonluk intifayı(Üst kullanım hakkı) ödeyin” diyor.
Beşikteki bebek bile Hollanda firmasının 30 Mart yerel seçimlerini beklediğini biliyor.
Hollanda firmasının istediği parayı Kepez Belediyesi’nin ödemesi olanaksız.
Ama işin içinde yeşil dolarlar olunca, seçimden sonra da AKP hedeflediği yüzde 40 ve üstü oyu alırsa yuvarlak masada pazarlık yapılmayacağını kim söyleyebilir.
AKP hükümeti, sahilleri, ormanları, meraları imara açtı torba yasalarla.
Seçimden sonra Antalya’da çok büyük bir talan ve paylaşım söz konusu olabilir.
Bu talana, bu peşkeşe ve paylaşıma karşı çıkmak için yürekli, dürüst, boyun eğmeyen başkanların göreve getirilmesi gerektiği çok net bir şekilde ortaya çıkıyor.
Antalya seçmeni 30 Mart’ta tarihi bir görev üstlenecek.
Sandıktan çıkacak sonuç Antalya’nın geleceğinin şekillenmesinde esas olacak.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.