
İbrahim Akkaya
Seçmenin kafası karışık
Seçime 17 gün kaldı, heyecan artmaya, tansiyon yükselmeye başladı.
Genel seçimle, yerel seçim farklı, seçmen yerel seçimde öncelikle aday tercihini ön plana çıkarıyor.
Kamuoyu anketlerinde Antalya seçmeninin önemli bir bölümünün ‘kararsız’ çıkmasının altındaki neden de bu olsa gerek.
Şurası da yansınamaz bir gerçek ki 30 Mart yerel seçimleri sonrasında Türkiye genelinde olduğu gibi, Antalya’da da siyasi dengeler büyük oranda değişecek.
Kimi siyasetçiler ve adaylar bu bilinçle hareket ederek, seçmenin nabzını tutmaya, sandığa avantajlı gitmeye çalışıyorlar.
Seçmenin öncelikle çözmeye çalıştığı şey büyükşehir belediye başkanlığı seçimi..
İlk kez 30 Mart’ta Antalya Büyükşehir Belediye Başkanlığı için Kaş’tan Gazipaşa’ya kadar olan tüm yerleşim birimlerinde oy kullanılacak.
Siyasi partilerin ve adayların hesapları da bunun üzerine yapılıyor.
Kırsal seçmeninin belediye başkanlığı seçimindeki tavrının ne olacağını şimdiden kestirmek olanaksız.
Aday için de, seçmen için de zor bir durum.
Antalya coğrafyası nedeniyle tüm yerleşim birimlerine ulaşmak, kendini anlatmak gerçekten çok güç, seçime 17 gün kala da neredeyse imkansız gibi.
Siyasi partiler için de, belediye başkan adayları için de Antalya kent merkezinde seçmenin profilini çıkarmak güç değil.
İş kırsala gelince durum doğal olarak değişiyor.
Adayların işi ne kadar zorsa, seçmenin de o derece zor.
Bütünşehir Yasası’nın ne getirip, ne götüreceğini bilen neredeyse yok gibi.
30 Mart sonrasında özellikle hizmet noktasında sıkıntı çekileceği yadsınamaz bir gerçek.
Diyelim mi Gündoğmuş’un Karadere Köyü’nün su sorunu var.
Vatandaş sorununu çözmek için kime, nerede, nasıl ulaşacak.
Bir şekilde ulaştığını kabul etsek bile Büyükşehir yönetiminin tüm Antalya’ya hizmet hem de eşit hizmet götürmesini kabul etmek iyimserlik olur.
Kırsal seçmeninin kafası bu yüzden karışık.
17 Aralık Operasyonu ve sonrasına yaşanan kaset-tape skandalları seçmeni tercihinde zorlayan bir başka etken.
Bir yandan hizmet beklentisi, bir yandan başı sıkıştığında kapısını hemen çalacak bir merci bulamamak düşüncesi, diğer yandan her geçen gün kızışan AKP-cemaat kavgası 30 Mart yerel seçimlerini daha da ilginç bir konuma taşıyor.
Bu açılardan bakıldığında Antalya kırsalındaki seçmenin ne düşündüğünü kestirmek kolay değil.
AKP iktidarı, Bütünşehir Yasası ile Antalya başta olmak üzere sahil kesiminin oylarını almayı planlıyordu.
Ancak Bütünşehir’deki hesap sandığa uymayacakmış gibi bir tablo ortaya çıktı.
Birincisi Kepez öncelikli olmak üzere 2B arazilerinin satışı için belirlenen fiyatların çok yüksek olması önemli bir engel AKP için.
Antalya’da 30 Mart seçimleri ile birlikte kapanacak olan belde belediyelerin önemli bir bölümünde AKP iktidardı..
Kapatılacak olan belde belediyelerinin halkı doğal olarak tepkili.
Şimdiye kadar belediye başkanına ulaşmak kolaydı, kapısını çalmadan gidip derdini anlatabiliyordu.
17 gün sonra iş değişecek.
Antalya’da farklı bir yerel yönetim tablosu ortaya çıkacak.
Kapatılacak olan AKP’li belediyelerin başkanlık koltuğunda oturanların ve yakınlarının tepkisi de dikkate alındığında Antalya’da AKP’nin işi hiç de kolay görünmüyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.