Olağanüstü günler yaşıyoruz.

Gündem yıldırım hızıyla değişiyor, akla hayale gelmeyen gelişmeler yaşanıyor.

Sinirler müthiş gergin, tansiyon çok yüksek.

Vatandaş, gelişmeleri kaygıyla izliyor.

Kimsenin ağzını bıçak açmıyor, herkes suskun, bir o kadar da endişeli.

Gerçek şu ki herkes ‘başıma bir şey gelir’ gerilimini yaşıyor.

Sadece sokaktaki vatandaş değil, iktidara destek olan da, iktidar partisine oy veren de aynı karamsarlıkta.

Tehlikenin nereden geleceği belirsiz.

Bir yanda cemaat, diğer yanda iktidar.

Bu kör dövüşünün faturasının kime çıkacağını kestirmek çok güç.

Her kötü dönemde fatura kendisine kesilen vatandaş, bu kavganın, bu mücadelenin sonuna kestiremiyor.

Ancak, eninde sonunda hesabın kendisine öğretileceğinin de kaygısını her geçen dakika daha çok duymaya başladı.

Tam bir kaos ortamı..

Herkes diken üstünde, pamuk ipliğine bağlı ilişkiler sonunda kabak kimin başına patlayacak sorusuna yanıt aranıyor.

İşte bu ortamda hepimizin psikolojisi fena halde bozuldu.

Bugün ve yarın endişesi tüm katmanların ortak sorunu haline geldi.

Her an kötü bir şey olacakmış korkusu toplumun her kesiminde var.

İşte böyle bir ortamda seçime gidiyoruz.

Bizi bilmem ama ben 30 Mart yerel seçimleri için çok endişeliyim.

Birilerinin toplumsal barışa çomak sokmak için fırsat kolladıklarını düşünüyorum.

Kavgadan medet umanlar için bulunmaz bir fırsat.

Dilerim yanılırım ama Antalya’da bazı kapalı kapılar ardında seçimi sabote etmek, bazı başkan adaylarını zora sokacak çalışmalar yaptığı yönündeki duyumlar her geçen gün artıyor.

Rant lobisi Antalya’yı gele geçirmek istiyor.
Bunun için de yer yolu başvuruyor.

Antalya’nın kaynaklarını babalarının malı gibi kullanmak isteyen sermaye gurupları ile onların uzantılarının kirli ellerinin Antalya’ya hizmet için yola çıkan bazı belediye başkan adaylarını karalamak için kasetler sipariş ettikleri, fotoshop yöntemiyle adayları toplum önünde küçük düşürme, itibarsızlaştırma amacını güden ürünler talep ettikleri, yani belden aşağı mücadelenin tüm yöntemlerini kullanma gayreti içine girdikleri kimi mekanlarda, dost sohbetlerinde konuşuluyor.

Bunlar gerçekten üzücü gelişmeler.

Antalyalının aklını çelmek, seçmenin tercihine ipotek koymak adına yapılmak istenenler kabul edilebilir değil.

İğrenç şeyler bunlar.

Hele hele en yakınındaki adaylara, kendileriyle aynı düşünce içinde olan, aynı ilkeleri benimsediği bilinen aday ya da adaylara bu tür çirkin kurgularla zarar vermeyi planlamak siyasi etiğe uymadığı gibi, insanlıkla uzaktan yakından ilişkisi olamaz.

Bu tür kirli girişimlerin Antalya gibi yerli ve yabancı herkesin gözdesi olan bir kentte konuşulması bile üzüntü verici.

Bunları yapanlar,  ya da yapma hazırlığında oldukları söylenen kişiler unutmasınlar ki o silah bir gün kendilerine döner.

Seçimi alma adına yapılacak her türlü olumsuzluk öncelikle Antalya’ya zarar verir.

Kimse bunu aklından çıkarmasın.