Geriye sayım hızlandı, seçime sadece 29 gün kaldı.

Ortam hiç de iç açıcı görünmüyor.

Ürkütücü bir sessizlik hakim..

Antalyalılar, her fırsatta kavga istemediklerini söylüyorlar.

İş dünyası da siyasetin etik kurallar içinde yapılması gerektiği noktasına vurgu yapıyorlar.

Antalya, şüphesiz Türkiye’nin en gözde kenti..

Her seçim döneminde gözler ve kulaklar Antalya’ya çevrilir.

Antalya’dan yansıyanlar, Anadolu’da etkili olur.

İşte bu noktada hem siyasi partilerin, hem de belediye başkan adaylarının halkın ve kanaat önderlerinin sesini duyması, Antalya’nın imajına zarar verecek tavır ve davranışlardan kaçınması gerektiğini düşünenlerin sayısı da bir hayli fazla.

Siyasette elbette rekabet olacak.

29 gün sonra yapılacak seçimde sandık başına doğal olarak her siyasi parti ve aday avantajlı olarak gitmek isteyecek.

Bunun için de son düzlüğe girilen bu yarışta herkes gücünü sonuna kadar kullanmaya çalışacak.

Siyasi partilerin yönetimleri, seçim çalışmalarını organize eden birimin çalışanları, belediye başkan adayları, belediye meclisi üyesi adayları ve çalışma gurupları için yoğun, yorucu bir döneme girdik.

Kimi zaman birkaç saatlik uykuya bir hasret kalınacak, daha çok seçmene ulaşmak, projeleri daha çok kişiye anlatmak adına ara vermeksizin müthiş bir koşturma olacak bundan sonraki süreçte.

Doğal olarak sinirler gerilecek, tansiyon yükselecek.

İşte bu noktada herkesin özveride bulunması, hoşgörüyü ön plana alması, bazı çevrelerin tahrik ve dolduruşuna gelmeden siyasi etik kuralları içerisinde çalışmalarını yapması lazım.

Bir şenlik havasında seçime gidersek öncelikle Antalya kazanır.

Madem ki siyasi partiler ve adaylar Antalya’nın yönetime talip, madem ki Antalya’yı en iyi kendilerinin yöneteceğini iddia ediyorlar, Antalya’ya zarar verecek, Antalya’nın adına leke getirecek her türlü olumsuzluktan uzak durmak gerekli.

Çok ciddiye almasak da bazı adaylar için belden aşağı vurma türünden bir takım çalışmaların hazırlığı içine olunduğu yönünde duyumlar alıyoruz.

Düşünmesi bile acı verici..

Antalya gibi bir kentte böylesine olumsuz, kabul edilemez girişimlerin yapılacağı haberleri bile sıkıntı yaratır..

Böyle bir düşünce ve beklenti içinde olanların bu olumsuzlukları bir kenara bırakarak, seçime ve sandığa odaklanmaları hem Antalya için hem kendileri için, hem de partileri ile adayları için yararlı olur.

Çok sıkıntılı geçen bu sürece katkı koyacak bu tür girişimlerin kendilerine zarar vereceğini de bu kişi ve gurupların akıllarından çıkarmamaları gerektiğini sanırım söylemeye gerek yok.

Antalya, çok özel bir kent.

Kimsenin Antalya’nın imajına karalamaya, zarar vermeye, toplumsal barışı bozmaya hakkı ve haddi bulunmuyor.

Herkes bunu böyle bilsin..

Yarın hesabını vermekte çok ama çok zorlanıyorlar.

Bizden söylemesi.