
Nizamettin Özmen
SAVAŞ VE SANAT…
Tanıtım açılış törenine vurgulu sözcüklerle davet etmişti Orhan Çakmur kardeşim. O gün töreni izledik, sergileri kalabalıkta bişey anlamayacağımız için gezmeyip, ardından Isparta SDÜ Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu Öğretim Görevlisi Mustafa Gökmen ile birlikte gezmiştik.
Salonun tam ortasındaki kolonda sadece iki fotoğraf vardı. Biri 2. Dünya savaşında yaralanan hastane odasındaki yatakta oturan çocuk, diğeri de savaşın mimarlarından dönemin İngiltere Başbakanı, koltuğunda puro tüttüren Churchill. “sergi sadece duvara asmak değildir” cümlesini sarf ettiğimiz an, tam da o andır işte.
Yeni bir dönem başlıyor Antalya’da.
Kültür- Sanat adına yeni bir dönem başlıyor. ATSO Antalya Kültür Sanat konuklarına Picasso’nun resimleri ve Ara Güler’in Antalya fotoğrafları ile kapılarını “resmen” açıyor.
“Ne yani ilk kez mi sergi salonu açılıyor?” sorusunu es geçtik. Evet, şahsen ben Antalya’da ilk kez Picasso ve Ara Güler Sergisi açıldığına tanıklık ediyorum.
Efendim bu mekanı özel kılan tarafı, “giriş ücretli” olması. Her şeyi söyleyebilirsiniz, yazabilirsiniz…
Açılışta “Bu sergiyi buraya getirmek için salonun ısı, ışık, nem gibi unsurlarının uluslar arası standartlarda olması gerekiyordu, onu sağladık” diyen Suna - İnan Kıraç Vakfı Genel Müdürü Özalp Birol’a hak vermek zorundayız.
Evet, 1 Ağustos- 10 Eylül tarihleri arasında “ücretsiz” olan ve iki adet sergiye ev sahipliği yapan merkezi yaklaşık 3 bin kişi ziyaret etmiş. Sahi Ağustos ayı içerisinde kaç şehit verdik?
Songül Başkaya Dağlıca saldırısının ardından yaşanan vandallığın sinir bozukluğu ile “hiçbir şey yapmak istemiyorum bugün. Düşünmek bile” demişti.
Bi yanda “kimkime dumduma” bir dünya varken bi yanda tanımadığı gençlerin ölümüne ağlayabilen insanların ülkesi burası. İçinde bulunduğumuz “terör hali”ni bi yana bırakalım, siyasi belirsizlik buraya gelecek insan sayısını etkilemiş midir bilemiyorum.
Benim merak ettiğim şey; 40 günde “bedava” iken 2 bin 500-3 bin (neden net rakkam yok sahi?) kişinin ziyaret ettiği mekan “paralı” olduğunda kaç kişi gelecek.
Picasso ve Ara Güler sergisi ile birlikte ücretli dönem başlıyor dedik ya, ücretler nasıl olacak?
Tam 15 TL. İndirimli 7 TL. Birde 14 yaş altı çocuklar, yanında bir refakatçi ile birlikte engelliler, Şehit ve Gazi yakınları ücretsiz. (Ben mi? Ercan abi ‘Ağaya beleş’ dedi.
Şimdi yerel pazarlama mantığı ile bakalım, 2 dünya çapında sergi aynı anda. “Bir alana bir bedava” haydi Antalya sıra sende.
Şimdi çıkıp “ülke yanarken” diye başlayanları da duyuyorum. İstanbul düşerken meleklerin cinsiyetini tartışan Romalılara benzetebilirsiniz. Ben size “Pianist”( Piyanist drama türünde, 2002 yılında çekilmiş, yönetmenliğini Roman Polanski'nin yaptığı, senaryosunu Ronald Harwood'ın, Wladyslaw Szpilman'ın hayatını anlattığı kitabın üzerine kurduğu Fransa-Almanya-Polonya ortak yapımı filmdir.) filmini önereyim.
Sanatın gerekliliğini anlama babında.
Ve benim bireysel kaygım ne biliyor musunuz?
Yarın nasıl bir ülkede yaşıyor olacağız, ünlü sanatçıların eserleri “güvenlik” nedeniyle gelemeyebilir mi? Bekleyip göreceğiz… Şiddet sanat karşısında galip gelir mi ki o nasıl bir dünya olacaktır?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.