
İbrahim Akkaya
Sahtekarlar Antalya'yı mesken tuttu
Toplum olarak genlerimizle oynadılar.
Köşe dönücü, kolay yoldan para kazanmak isteyen bir anlayış hakim oldu.
Sahtekarlık öylesine endişe verici boyutlara ulaştı ki, kurbanlık satışlarına bile sıçradı.
Ülkenin pek çok yerleşim biriminde olduğu gibi Antalya'da da kurbanlık satışlarında sahte para kullanılmaya başlandı.
Polis hareketi geçti, Antalya Kasaplar Odası sahte parayla mücadele konusunda sorumlu davrandı ve canlı hayvan satıcılarına paranın sahte olup olmadığını gösteren kalemler dağıtıldı.
Kurban Bayramı yaklaşırken, sahtecilere karşı yürütülen bu mücadelenin başarılı olması için Antalya Emniyet Müdürlüğü de şüphesiz elinden gelen çabayı gösterecek.
Sahtekarlık sadece kurbanlık satışlarıyla sınırlı değil elbette..
Kolay yoldan para kazanmak isteyenler, halkın sağlığını da düşünmeden her türlü gıda maddesine hile karıştırıyorlar.
Özellikle ucuz olsun diye 'merdiven altı' denilen yerlerden alış veriş yapanlar, az para ile yiyecek, içecek ve giyecek alırken hayatlarını da tehlikeye attıklarının farkına varamıyorlar.
Sahtecilik nerede ise ticari bir politika haline geldi.
Çocukların oyuncaklarından tutun da, okul kırtasiyelerine kadar her kalemde sahtekarlık diz boyu..
Ucuza mal edip, pahalıya satmak için her türlü katkı maddesini kullandıkları gibi, insan sağlığını doğrudan etkileyen, resmen zehir olan maddeleri de katmaktan çekinmeyen çirkinler var ne yazık ki piyasada..
Antalya, bu konuda adeta açık bir Pazar gibi..
Denetimler tam olarak yapılamıyor..
Nedeni ise bir türlü çözüm getirilemeyen yetki karmaşası..
Örnek olarak açıkta tavuk döner satılıyor Antalya'da..
İçine nelerin karıştırıldığı belli değil.
Bu yetmiyormuş gibi sokak ortasında ve her türlü hijyen kurallarından yoksun olarak satılıyor tavuk döner ve benzeri yiyecekler.
Son yıllarda bir de performans artırıcı içecekler devreye girdi.
Gençlerin ilgi gösterdiği bu içecekleri kimileri alkol ile birlikte kullanıyor ki, doğrudan hayatını riski attığının farkında değiller.
Kırmızı biberin, sucuğun, salam ve sosis gibi et ürünlerinin içine neler karıştırıldığı zaman zaman basın yoluyla kamuoyuna duyuruluyor.
Elbette kısa adı GDO olan genetiği ile oynanmış sebze ve meyveleri de unutmamak gerekli.
Bunları yapanların insanlıktan nasibini almamış kişiler olduğunu biliyoruz.
Biliyoruz da sadece dostlar alış verişte görsün türünden birkaç firmaya ceza yazarak, bir süre faaliyetini yasaklayarak çözüm bulmak da mümkün değil.
İstanbul'da patlak veren damacana sular konusunda Antalya'da etkili bir çalışma yapıldığını duydunuz mu ?
Kamuoyunun beklentilerine, yerel basının uyarılarına karşılık Antalya Sağlık Müdürlüğü kentte satışa sunulan damacana sular konusunda doyurucu bir çalışma yaparak, halkın karşısına çıkmadı.
Sıkça "Gıda Eylem Planı" toplantıları yapılıyor.
Bu toplantılarda dikkati çeken bir karar alındığını, herhangi bir ürünle ilgili yasaklama getirildiğini duydunuz mu ?
Toplantı yapılıyor mu yapılıyor, gerisi hikaye..
Şurası gerçek ki Antalya'da halkın sağlığını korumakla yükümlü olan kişi ve kurumlar görevlerini tam olarak yapmıyorlar, yapamıyorlar.
Kış kapımıza dayandı, kentte önceki yıllarda ciddi kirlilik yaratan seçim kömürüne karşı gerekli önlemlerin alınmadığı ortada..
Seçim kömürünün Antalya'ya girişine ve satışına onay veren İl Mahalli Çevre Kurulu(MÇK) halkın sağlığını hiçe saymaya, iktidarın memuru anlayışını sürdürmeye devam ediyor.
Antalya'da 'İşte halkın yanında' dediğiniz bir kurum ya da kuruluş yok gibi..
Herkes günü ve koltuğunu kurtarmanın çabasında..
Vatandaş kandırılmış, zehirlenmiş, yaşamı tehdit altındaymış onların umurunda değil..
Aslında asıl suç bizim, yani vatandaşın.
Hakkını aramazsan, gücünü göstermezsen ne dayatılırsa kabullenmek durumundasın..
Böyle vatandaşa böyle yönetim.
Kel başa şimşir tarak..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.