İnsanın hayata bakışı iş ve siyaset yaşantısında da duruşunu belirler. İster bürokrat ol, ister iş adamı, ister milletvekili ya da belediye başkanı. Hatta belediye meclis üyesi…
Bakan da olabilirsin misal…
Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki gibi "Kardeşim ranta da bu kadar küfür etmeyin, rant olmadan hayat olmaz” da diyebilirsiniz…
Rantın adaletli dağılması gerektiğini de vurgulayabilirsiniz…
Bu tamamen kendi seçimin…
Ben hayatta hep rantın karşısında durdum…
Çünkü benim bildiğim rant, haksız kazançtır bir anlamda…
Baştan adaletsizdir…
Ki adaletli dağıtımı da sözkonusu değil…
Türk Dil Kurumu da bakın rantı nasıl tanımlıyor:
“Bir mal veya paranın, belirli bir süre içinde emek verilmeksizin sağladığı gelir”…
Hal böyleyken, rantın en çok konuşulduğu alanın Bakanı tarafından böyle bir söylem hiç olmamıştır…
Bu söylem haksız kazancı savunmaktır…
Bu kentleri betonlaşmaya, görüntü kirliliğine mahkum etmektir…
Bu söyleme karşı ayağa kalkmak, karşı durmak, tepki göstermek gerek…
Ama bakıyorsunuz tık yok…
En son tepki vermesi gerekenler tepki veriyor, o da belli sınırlar içinde…
Antalya gibi bir kentte gelin şimdi bu açıklamalardan sonra tutun tutabilirseniz…
Hayatın gerçeğiymiş…
Bakan bile böyle dedikten sonra…
Evet, plan tadilatı da yapılır…
Kentsel dönüşüm de…
Ama rantsal dönüşüme hayır…
Biz de maalesef tadilatlar ve kentsel dönüşüm büyük oranda rantsan dönüşüm niteliği taşıyor…
Keşke kazanan halk olsa…
Ne mümkün ensesi kalın işadamları, müteahhitler, siyasiler…
Bir de küçük çantacılar var…
Bu tadilatları takip edip nemalanan…
Buradan hepsine çağrım; benim hayatım rant değil…
İmkanım el verdiği ölçüde rantla mücadele etmek…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.