
İbrahim Akkaya
Kadınlara çocuklara kıymayın efendiler
İnsanlığın gezegenlere yerleşme hazırlığı yaptığı bir süreci yaşıyoruz.
Bir zamanlar bize hayranlıkla karışık kıskançlıkla bakan ülkeler hızlı gelişime paralel olarak müthiş projelere imza atıyor..
Böylesine bir süreçte Dünya Ekonomik Forumu’nun verileri ellerin aya gittiği dönemde bizim nasıl yaya kaldığımızı ortaya koyuyor..
Kuşku yok ki en büyük sorunumuz fırsat eşitliği..
Acı ama gerçek kadına seçme ve seçilme hakkını çok sayıda ülkeden önce veren Türkiye’nin kadın-erkek eşitliği üzerine yapılan araştırmalardaki yeri üzücü..
Türkiye kadın-erkek eşitliğinde sınıfta kaldı..
144 ülkenin yer aldığı listede 130’ncu durumdayız..
Kadın erkek eşitliğinde birinci sırada bulunan İzlanda, Finlandiya ve Norveç’te kadına seçme ve seçilme hakkının bizden sonra verildiğini düşünürsek, durumun ne denli vahim olduğu anlaşılır.
Bu sıralamadaki tek tesellimiz sağlık hizmetinde kadın-erkek eşitliğinin en iyi sağlandığı 38 ülke arasında ilk sırada bulunmamız..
Gelelim temsil konusuna..
Yani siyasete..
Burada da karnemiz zayıf..
Türkiye, Meclis’teki milletvekili sayısı açısından 144 ülke arasında 100’cü sırada.
Dünya Ekonomik Forumu’nun raporunda Türkiye’de kadın milletvekili sayısının 2016 yılına göre yüzde 4,5 oranında arttığı vurgulanıyor.
Ancak bu artışı yeterli olmadığı belirtiliyor..
Rapordaki en çarpıcı bölümde ise şöyle deniyor :
“Dünya genelinde kadınlarla erkekler arasındaki eşitsizliğin yok olması için 170 yıl geçmesi gerekli”
Varın kaç nesil sonra kadın-erkek eşitliğinin sağlanacağını siz hesaplayın.,.
Gerçek şu ki ülkemizde kadın-erkek eşitliğinin sağlanması bir yana, her geçen gün makas açılıyor..
Ülke nüfusunun yarısının kadın olmasına rağmen kadınlar hemen her alanda geri planda kalıyor..
Kalıyor da kadınlar bu duruma karşı çıkmak, hak arayışında yumruğunu masaya vurmak yerine susmayı, sadece şikayet etmeyi yeğliyorlar.
Siyasette olduğu gibi çalışma hayatında da kadınlar eşit değil..
Bırakın eşitliği giderek bulundukları konumu bile yitirme tehlikesi ile karşı karşıyalar..
Türkiye Kadın Girişimciler Derneği(KAGİDER)’in yaptığı bir araştırmaya göre Türkiye’de her 4 kadından sadece biri çalışıyor.
Yani kadınlar üreten değil, tüketen durumunda.
Dünya baş döndürücü bir hızla gelişirken, gelişmeye paralel olarak da toplumların refah seviyesi yükseliyor.
Bizde ise çark tersine dönüyor..
Kadını eve kapatmak, sadece çocuk doğuran ve kocasına hizmet eden bir konuma getirmek gibi bir anlayış söz konusu..
Bu anlayışı ülkeyi 14 yılı aşkın yöneten siyasi iktidarın politika olarak dayatması ise gelecek açısından kaygı verici..
Kadın ikinci sınıf vatandaş görüldükçe, horlandıkça, hakları hem de devlet eliyle gasp edildikçe şiddet, taciz, tecavüz, cinayet artıyor..
MHP Antalya İl Kadınlar Kolları Başkanı Yıldız Aslıhan Dinçer’in söylediği gibi ana haber bültenlerinin ve gazetelerin 3.sayfa haberleri kadınların ve çocukların maruz kaldığı mağduriyet, istismar ve şiddet dolu.
Güç geçmiyor ki bir rezalet, bir ahlaksız, bir sapkınlık duymayalım..
Sokaklar cani ve sapıklarla dolu..
Bunlar bazen kapı komşusu, bazen öğretmen ve doktor, bazen akraba ve en acısı aile bireyleri olarak karşımıza çıkıyor.
Böyle bir ülkede kadınlar nasıl huzur içinde yaşasın ?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.