Milli olmaktan çıkan eğitimde skandallar bitmiyor.

Dünya gezegenlerde yerleşim için hazırlık yaparken, biz yarınların sahiplerini düşünmeyen, sorgulamayan, yeniliklere gözünü ve kulağını tıkayan bir nesil yetiştirmenin çabasındayız..

Son skandal çocuk tacizi ile büyük tepki çekmesine rağmen dokunulmayan, tersine destek üzerine destek verilen Ensar Vakfı’ndan.

Ensar Vakfı saçmalıyor, Milli Eğitim Bakanlığı savunuyor..

Ensar Vakfı’na ait ‘Namaz-Dirilişe Çağrı’ kitabında bakınız hangi inciler var:

-Bebeler dahi namaza kaldırılmalı..

-Naylon ve ince giyinmek haramdır..

Bu muhteşem(!) kitap öğrencilere dağıtılıyor..

Velilerin ve eğitimcilerin tepkisi üzerine gözlerin çevrildiği Milli Eğitim Bakanlığı bakınız kitabı nasıl savunuyor:

“Bu kitap farkındalık yaratmak amacıyla lise öğrencilerine dağıtılmıştır, öğrencilere dağıtılmamsında ve okutulmasında bir sakınca yoktur”

Karaman’da çocuklara tecavüz olayının odağında bulunan Ensar Vakfı’nca yayımlanan bu kitaba dün Antalya’da ağırladığımız Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, sakıncalı bulmadığını söylüyor.
Milli Eğitim Bakanı’nın sakıncalı bulmadığını söylediği kitapta önce de vurguladığımız gibi bebeklerin dahi namaza kaldırılması gerektiği, naylon ve ince giymenin haram olduğu iddia edilen kitapta naylon ve ince giyenler için de şu suçlama yapılıyor :

“İnsanlıktan istifa edip, hayvanlar gibi yaşamak arzusunda olan kimse böyle bir kıyafeti tercih edebilir”

Ensar Vakfı’na göre ince ve naylon giyen herkes insanlıktan çıkıp, hayvanca yaşama arzusu içinde..

Bu nasıl vakıf ?

Haydi vakfı geçtik, topluma kin ve nefret duyan, düşman gören bir vakfın kitaba nasıl olur da ‘hediye’ savunması ile lise öğrencilerine dağıtılır ?

Türkiye Cumhuriyeti’nin Milli eğitim bakanı nasıl olur da öyle sapık bir düşünceyi savunur ?

Lise öğrencilerine dağıtılan, veliler ile eğitimcilerin büyük tepkisini çeken kitapta insanı çileden çıkaran şu bölümler bulunuyor :

-Vücudun rengini gösterecek şekilde naylon veya ince bir kumaşı giyip dışarıda gezmek haramdır. Ahlakın bozulmasına vesile olduğu gibi, fitne ve fesada da vesiledir. Namus ve şeref mefhumuna sahip bir kimse, erkek osun kadın olsun söyle bir elbise giyemez. Ancak insanlıktan istifa edip hayvan gibi yaşama arzusunda olan kimse böyle bir kıyafeti tercih edebilir.

-Hapishaneleri hiç görmüyor musunuz ? Asılanları ne çabuk unuttun. İşte sen de  Allah’tan kork da onun için hiçbir emrine muhalefet etmediğin gibi namazını vaktinde, usul ve erkanına uygun bir şekilde huşu içine eda etmeye çalış ki cezaya çarpılmayasın..

-Namaza inanmayan kimse Müslüman değildir. Onunla evlenmek caiz olmadığı gibi kestiğini de yemek caiz değildir. Fakat namazın farziyetini inkar etmez, ancak tembellikten dolayı kılmazsa günah olsa bile Müslüman sayılır. İslam hukukuna göre, suçlu olduğundan cezaya müstahaktır.

-Aile içinde namaza önem verilmeli. Tüm aile fertleri namaz konusunda harekete geçirilmeli. En küçüğünden en büyüğüne kadar namaz bilinci oluşturulmalı. Ailenin en küçükleri bile sabah namazına kaldırılmalı., küçük yaşta namaza alışmalı ki daha sonra zor gelmesin. Rahmetli hocamızdan dinlemiştim. Suud’da misafir oldukları bir aile beşikteki çocuklarını sabah namazına kaldırınca valide şaşırır. “hayırdır beşikteki çocuktan sabah sabah ne istersin” deyince evin hanımı, “ Çocuk şimdiden bu vakitte kalkmaya alışmalı. Ağaç yaşiken eğilir diye boşa söylememiş büyüklerimiz. Bizim bu yaşlarda yanlış merhametimiz, daha sonra telafisi güç hastalıklara sebep oluyor”

Yarının büyükleri kimlere emanet ?

Bu çağdışı anlayışı benimseyen, kitaplara bu anlayışı yazanı koruyan, korumadığı gibi kal kanat gererek bu kitabın lise öğrencilerine dağıtılmasında sarkınca görmeyenlere ne demeli ?