Mevlana: "Hamdım, Piştim, Yandım!.." işet budur.


Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî (30 Eylül 1207-17 Aralık 1273)

(Mutasavvıf, Müslüman Düşünce Adamı, Şair, İslam Tasavvuf anlayışında Mevlevi Yolunun öncüsüdür)

--Bu günkü İran'ın Horasan yakınlarında doğan Mevlana'nın ilk ismi, Muhammed Celaleddin'dir. Mevlana ve Rumi ise, ona emek ve değer verenlerce verilen sıfatlar olmuştur.

--Farsça Mevlana, Türkçe'mizdeki EFENDİ; Rumi ise, Anadolu'nun doğusunda ki Milletlerin Anadolu'ya verdikleri isimdir.

--Annesi bir Harzemşahlar(Doğu Türk Hakanlığı) Prensesi, Babası Muhammed Bahaeddin Veled ise Sultan'ül Ülema (Alimlerin Sultanı)'dır.

--Horsan-Belh'den Moğol istilaları ve bazı iç çekişmeler ile ayrılan aile, Bağdat, Maltya, Erzincan, Sivas gibi Anadolu şehirlerini aşarak Lârende(Karaman)'a gelmiş ve yerleşmişlerdir.

--Aile daha sonra, Selçuklu Devleti Hükümdar Alâeddin Keykûbat'ın isteği üzerine 3 mayıs 1228 yılında Konya'ya gelmiş ve Altunapa(İplikçi) medresesi aileye tahsis edilmiştir.

--Seçkin bir aileden gelen, Babası başta olmak üzere bir çok dönemin bilgininden dersler alan, onların öğrencisi olan Mevlana'yı en çok etkileyen ise, 1224 yılında tanıştığı Şems-i Tebrizî'dir.

--Anadolu Müslümanlarının İslam anlayışında daha önceki inançları Şamanizm ile Türklerin Orta Asya, Horasan gibi yörelerdeki İslam anlayışının etkisi çok büyüktür. 

--Türk İslam tarihinde, Anadolu/Horasan Erenleri olarak anılan Hacı Bektaş-ı Veli, Pir Sultan Abdal, Ömer Hayyam, Yunus Emre ve Mevlana gibi bilge, düşünür ve önderlerin etkisi çok büyük olmuştur.

--Bu yüzden Mevlana'nın Mâtürîdî İslam anlayışını, Türklerin önceki inançları Şaman Dinide etkilemiş ve Mevlana'da yeni bir anlayış ile Mevlevilik olarak vücut bulmuştur. 

--Şaman anlayışında ölüm kötü, üzülünecek bir şey değildir. Tam tersine, özüne, doğaya ya da yaradan dönüş, şenliktir. Cenaze törenleri de o yüzden, Tanrıya varmak için düğündür.

--Bu yüzden ŞEB-Î ARUZ, Düğün Gecesi demektir. Mevla'da ölümü, Hak/Tanrı/Allah'a kavuşma, ona varma olarak görmekte ve düşünmektedir.

--Mevlana, ölümü aslına dönüş olarak kabul ettiği için, "HERKES AYRILIKTAN BAHSETTİ, BENSE VUSLATTA/KAVUŞMADAN" demiştir.

--Bu yüzden, Mevlana'nın Hakka/Yaradana/Tanrıya/Allah'a yürüdüğü ŞEB-Î ARUZ'un özüne uygun bir şekilde anılmasından yanayım.

--Her şeyin özünden uzaklaştırıldığı, yozlaştırıldığı günümüzde, Şeb-i Aruz'un, " VUSLAT YILDÖNÜMÜ ULUSLARARASI ANMA TÖRENLERİ" şekilciliğine üzülüyorum. kırılıyorum. Alınıyorum.

--ŞEB-Î ARUZ'un, halkın Şeb-î Arzu gibi anılmasını, yaşanmasını diliyorum. İstiyorum.

--Her halde stadyumlarda yapılan o "Ver Mehteri" anlayışlı törenlere, en çok da Hz Mevlana kızıyor, Mezarından, Türbesinden fırlamak istiyordur.

--Diye düşünüyorum.

--sadece vicdanı olan bir İnsan olarak Üzülüyorum.

--üzülüyorum. üzülüyorum!.. Kendi kendime.


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İbrahim Uysal Arşivi

Ninemden guguk kuşu öyküsü

09 Ağustos 2025 Cumartesi 10:04

SÖZÜN DE BİTTİĞİ YER OLUR MU?

02 Ağustos 2025 Cumartesi 11:24

PLANLAMA- PLAN LAMA- PLAN- LA- MA

01 Ağustos 2025 Cuma 11:51

GÜRKUT ACAR'I TANIMAK

14 Temmuz 2025 Pazartesi 21:04

SORUN, SORUN OLUR MU YARATILIR MI?

02 Temmuz 2025 Çarşamba 10:48

HER ÖLÜM ÖLÜM MÜDÜR?

02 Temmuz 2025 Çarşamba 10:11

DOLANI DOLANI GELİYOR DA UYUYORUZ

01 Temmuz 2025 Salı 17:59