
Cengizhan Gököz
‘KINA’ POLEMİĞİ
Ülkemiz 2020 Dünya Spor Olimpiyatlarının İstanbul’ da düzenlenebilmesi için çok yoğun çaba gösterdi.
Bir görüşe göre reklam faaliyetleri için, milyar dolara yakın para harcandığı belirtilirken, ülkemizin Başbakan’ ı ve Spordan Sorumlu Bakanının oluşturduğu ve çok önemli sayıdaki bürokratın da katıldığı bir heyet uzun bir süredir kulis ve tanıtım faaliyetlerinde bulundular.
Gerçekten takdirle karşıladığımız bu çabalar büyük oranda karşılığını buldu.
Ülkemiz İspanya gibi sporun ve özellikle futbolun üst düzey temsil edildiği bir ülkenin başkenti olan Madrid’ i geçerek Tokyo ile finale kaldı.
Ancak sonuçta bir şehir kazanacaktı, bu da bizim tüm istek ve taleplerimize rağmen Tokyo oldu.
Sonuç değişik kesimlerce farklı değerlendirildi, farklı karşılandı.
Henüz hiçbir açıklama olmadan Spor Bakanı’ nın ve Ankara Belediye Başkanı’ nın bulundukları ve temsil ettikleri görevin vakar ve sorumluluğuna uygun düşmeyen açıklamalarını hayretle izledik.
Onlara göre, ülkemizde kına stokları tükenecek.
Zira; iktidara muhalif siyasi partiler veya kişiler bu duruma sevinip, bir yanlarına kına yakacaklar !
Peki bu kişiler ve Sayın Başbakan bu sonuçtan ülkenin bir kesiminin sevinç duyduğunu açıklayacak bilgiye ne zaman ve nasıl sahip oldular.
Zira bu edebe aykırı açıklama sonuçtan çok az bir süre geçtikten sonra, nerede ise olimpiyatın yapılacağı ülke ve şehir açıklandıktan hemen sonra yapıldı.
Olsa olsa bu açıklama bir tahmin ve faraziye üzerine yapılmıştır.
Bu zihniyete göre, olimpiyatın İstanbul’ a alınması da dahil iktidarın her türlü başarısı karşı görüştekilerin memnuniyetsizliğini doğurur.
Dolayısı ile iktidara karşı olanlar ve eleştirenler ülkemizin milli çıkarlarına aykırı olsa dahi sırf AKP başarılı olmasın diye böyle bir sonuçtan memnuniyet duyarlar.
Oysa iktidarın çoğu icraatlarını benimsemeyen ben dahi bu sonuçtan dolayı çok üzüldüm.
İnanıyorum ki, olaya kendileri gibi fanatik yaklaşan bir kısım muhalifler dışında Türk insanı genel olarak bu olaydan üzüntü duymuştur.
Sayın Başbakan ve iflah olmaz dalkavukları tartışmayı bu yönden bakmayıp, olimpiyatların İstanbul’ a niçin verilmediğini objektif olarak değerlendirebilse, bir sonraki olimpiyatların ülkemize alınması için önemli mesafe kaydedilir.
Bu olasılıklardan İstanbul’ un başta trafik sorunu, imar ve spor tesislerinin yeterli olup olmadığı, alt yapı ve benzeri nedenler değerlendirilse, bunların ileriye dönük iyileştirilmesi yapılabilir.
Daha geniş perspektifte bakılıp, ülke yönetiminin demokratikliği, hukuka bakışı, dış politikada komşuları ile ilişkisi ve burada yaşanan olumsuzluklar değerlendirildiğinde bu hususlar ülkenin yönetiminin gözden geçirilmesi gerekebilir.
Petersburg’ da komşu ülkenin rejimini ve yönetimini değiştirmek için komşusuna silahlı saldırı yapılmasının lobisini yaparken, hemen akabinde Buenos Aires’ de olimpiyatları bölge barışı için talep ettiğini söylemek inandırıcılıktan uzaktır.
Karar aşamasında komşusu ile savaş ihtimali yakın olan bir ülkeye oy vermenin zorluğu ortadadır.
Ulu Önder Atatürk’ ün ‘Yurtta Sulh, Cihanda Sulh’ ilkesinin yaşandığı ve yaşatıldığı bir ülkede iktidara geldikten sonra komşularla sıfır sorun politikası yürüteceğini söyleyerek aksini yapıp nerede ise tüm komşuları ile sorunlu bir ülke haline getirdikleri Türkiye’ ye ve onun en önemli şehri İstanbul’ a oy kullanılmasını beklemeleri hayalciliktir.
Ancak kendilerinden kaynaklanan bu kadar olumsuzluk söz konusu iken, ortaya çıkan sonucu başkalarına yüklemek en hafif tabiri ile ‘suç bastırmaktır’…
Sonuçta ‘kına stokları’ ile ilgili bir tehlike söz konusudur.
O da önümüzde yapılacak başta yerel seçimler olmak üzere 3 seçimin sonucuna bağlı olarak ortaya çıkacak bir tehlikedir.
Bilmem arz edebildim mi?
Saygılarımla…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.