Yarın Antalya için de Türkiye için de tarihi bir gün.

İlk kez oylarımızla Cumhurbaşkanı seçeceğiz.

Öncelikle yurttaşlık görevimizi eksiksiz yerine getirmemiz ve sandık başına giderek mutlaka oyumuzu kullanmamız gerekli.

Demokrasiye inanıyorsak, demokrasiyi yaşatmak ve geliştirmek istiyorsak yarın ki tarihi görevimizi yapmalıyız.

Gerçek şu ki ilk kez böyle bir seçim kampanyası geçirdik.

Siyasi iktidar her şeyi en ince ayrıntısı ile düşündü.

Cumhurbaşkanlığı seçimi gibi çok önemli bir seçimi bir aya sıkıştırdı.

Böylece daha seçim yapılmadan 12.Cumhurbaşkanı ilan edilen Recep Tayyip Erdoğan’ın avantajlarını artırdı.

Bu seçimde ilk kez toplumsal bir uzlaşı ortaya konuldu.

CHP ve MHP’nin çatı aday olarak isminde uzlaştığı Ekmeleddin İhsanoğlu’na 14 siyasi parti destek verdiğini açıkladı.

Demokrasimiz açısından son derece önem taşıyan bir uzlaşı bu..

14 partinin İhsanoğlu’na destek vermiş olması pek çok açıdan anlam taşıyor.

Yani yarın sandıkta AKP’ye karşı ‘sessiz çoğunluk’ olarak yorumlanan kitleler bir anlamda onur mücadelesi verecekler.

Herkesin yakından gözlediği gibi adaletsiz bir seçim yapıyoruz.

Cumhurbaşkanı adaylarından Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, hem iktidarın hem de devletin olanakları kullandı seçim kampanyası süresince..

AKP’li belediyeler, Erdoğan’ın oylarını artırmak adına belediye hizmetlerini askıya alarak tüm olanaklarıyla destek verdiler.

Erdoğan’ın mitinglerinde Antalya’da olduğu gibi şapka ve tişört dağıtılan, bedava su ve meyve suyu ikram edilerek katılımın yüksek olması sağlanmaya çalışıldı.

AKP’li belediyeler, Antalya’da olduğu gibi kamunun araçlarını Erdoğan’ın mitinglerine vatandaşların taşınması için tahsis ettiler.

Antalya’da olduğu gibi Türkiye’nin her yerinde başta belediyelerin tanıtım materyalleri olmak üzere dağ taş Erdoğan’ın afiş ve posterleri ile donatıldı.

AKP’li belediye başkanları Antalya’da olduğu gibi vatandaşla sorunları tespit etmek amacıyla düzenledikleri toplantılarda Erdoğan’ın reklamını yaptılar, Erdoğan’a oyların verilmesi halinde hizmet geleceğini söylediler.

İş dünyası da Erdoğan için kendini paraladı.

Erdoğan’a bağış için adeta 100 metre yarışı yaptılar.

AKP teşkilatları ile AKP’li belediyelere yaranmak için her yolu denediler.

Çalışanlarına Erdoğan’a oy vermeleri için baskı yaptılar.

Hızlarını alamayıp tehdit ettiler.

Oyunu Erdoğan’a vermeyenin işsiz kalacağını ima ettiler.

Bu adaletsiz seçimde medya da taraf oldu.

Gazete, radyo ve televizyonlar bir kaçı dışında Erdoğan’ın seçim ofisi gibi çalıştılar.

Anlı şanlı köşe yazarları, kocaman kocaman adamlar Erdoğan’a yalakalık olsun diye yalan üzerine, riya üzerine oturtulan yorumlar yaptılar, sandık başına gidilmeden Erdoğan’ı Cumhurbaşkanı ilan ettiler.

İşte böylesine koşullarda ilk kez oylarımızla Cumhurbaşkanını seçeceğiz.

Türkiye’nin sahip olmadığını göstermek için..

Tek adam yönetimine karşı, demokrasiyi savunmak için..

Kuvvetler ayrılığı ilkesine sonuna kadar bağlı olduğumuzu göstermek için..

Koşullar ne olursa olsun Türkiye Cumhuriyeti ve Atatürk ilkelerinden asla taviz vermeyeceğimizi dosta düşmana bir kez daha kanıtlama için..

Haydi sandık başına..

Elbette kediler trafolara girmezse..

Elektrikler kesilip, sandıklar kaçırılmazsa..

Elbette oylar çalınmazsa..

Elbette Antalya’da olduğu gibi oylar Bakanların gözetiminde sayılmazsa..

Gazanız mübarek olsun..