640 kilometrelik sahil bandına, yat üretimindeki dünyaca ünlü adına rağmen sırtını denize dönen Antalya'da, denizle barışık olanlardanız. Kızımız Başak ve oğlumuz Toprak bebekliklerinden beri denizle iç içe. Haftada 2-3 kez mutlaka denize giderler. Tekneyle balık avlamaya, mavi tura çıkmaya bayılırlar...
Balık yemeyi de severler...
Ama Mavi Bayraklı sahillerimiz tehlikede. SOS veriyor, denizimiz...
En büyük endişemiz artan kıyı işgalleriyken, son dönemde deniz kirliliği de buna eklendi. Yüzecek sahil bulamayacak hale geleceğiz bu gidişle...
Tertemiz deniziyle bizi kendisine çeken Phaselis'te bile kirlilik başlamış...
Kıyı işgalleri ile ilgili acil bir şeyler yapmak gerekirken, görmezden gelenler aynı tavırlarını kirlilik için de gösteriyorlar...
Otellerin derin deşarj sistemleri ne kadar denetleniyor?
Bu sistemler ne kadar sağlıklı çalışıyor?
Sağlıklı çalışmadığı ortada. Sürekli gelen ihbar ve şikayetler malum...
Ya sanayi atıkları ve kimyasal madde sızıntıları...
Teknelerin atıklarını uluorta boşaltması da ayrı bir sorun, tabii ki...
İşgalle mücadele, atık yönetimi ve bertarafı konusunda başarısız olduğumuz açık...
Ancak bu karamsar tabloya karşın kaygılarımızı bir parça olsa da giderecek olan bir uygulama başlıyor, nihayet. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Antalya'da da Mavi Kart uygulamasına başlayacak...
14 ayrı noktada atık alım tesisi oluşturulacak ve 2 bin adet Mavi Kart teknelere dağıtacak. Böylece, gemi atıklarının etkin yönetimi ve takibini online olarak izleyebilecek...
Ve tabi ki online takip sistemiyle deniz kirliliğinin önüne geçilecek...
Uygulama çok güzel. Ama önemli olan takibi. Sistemli ve ciddi bir denetim, takip olmazsa sonuç çıkmaz...
Öte yandan deniz kirliliği için bir adım da derin deşarj sistemlerinin sıkı kontrolü için atılması gerekiyor...
Dileğimiz bu konuya da bir el atılması...
Aksi halde denizlerimizin geleceğini düşünmek bile istemiyorum...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.