
Nizamettin Özmen
KARAKÖY’ÜN “BEYAZ” HALLERİ
Tam da çantamı almış, kapıdan çıkarken aradı. “Ne yapıyorsun?” Bazı
kişiler böyledir. Sıfırlatır tüm planları. “Hiçç” dedim en rahat halimle,
inandırdım.
“Yaylaya gidiyoruz. Kar fotoğrafı istiyordun ya hadi gel” dedi. Bazı
davetler böyledir, sıcaktır, konforu samimiyetidir. Ömrümün en soğuk kışını
yaşadığım Antalya’nın “Kadıkaçıran” yağmurlarından bir günlük kaçmak ruhuma iyi
gelecekti. “Çantamı hazırlayıp çıkıyorum” dedim.
Ayakkabımı giyerken yine aradı. “Gelebiliyorsa yengem de gelsin.” Gelir,
biz ailece böyleyiz.
Salı gününe verilmiş toplam 5 randevu varmış meğer ajandamda.
“Sıfırlamak” gerek bazen.
Sürek avına çıkmış gibi arabanın farından kar görüntüsü araya araya
düştük yola. Elmalı Boğazkere’de yol kenarında gördük biraz. O beyazlık
Karaköy’deki eve varana kadar devam etti.
Millet bağajı boşaltırken ben guzine sobayı ateşledim. Sobanın üstünde
çaydanlık ve ekmekler dilimleri yerini aldı Olympos kıvamında.
Eskiden soğuk havalarda Tekel Kanyağı koyardık filtre kahveye. Ya da yine
Tekel ürünü olan Ihlara marka Brendi içerdik bitter çikulatayla. Artık bunlar
üretilmiyor güzel yurdumda Elhamdülüllah. Öyle he dediğinde Bişkek Kanyağı’da
bulunmuyor. Artık büyük ülkenin zengin insanlarıyız ya, Viski tüketiyoruz.
“Benimki sek olsun lütfen.”
“İç- dış ısınma” tamam. Sabah
erken kalkacağım. Ahaliye guzinede çörek yapacağım. Selma Kunar’ı kızdıracağız
biraz ama yapacak bişey yok.
Ben zaten uykuyu sevmem, salondaki kanepede bile uyuyamam. Saat 06, doğu
yönü koca dağ ile örülü Karaköy’de bu mevsimde sabah olmaz ki. Ben işime
bakayım, saate değil. Çörek hazır, çay hazır, bitmedi. Yengem, “malzeme
getirdim, menemen istiyorum” dedi.
Evet “misafirin şaşkını ev sahibini ağırlar” ama “ben yoldan gönüllü
çıktım.”
Daha önce baharını, selini fotoğrafladığım Karaköy’de bu kez kış
fotoğrafları çekmek istiyorum. Ekmek pişip, çay demlenirken küçük bir tur,
kahvaltı sonrası biraz daha kapsamlı. Kar ve çamur çok fazla izin vermiyor.
Dilime bi şarkı takılıyor. Yıldırım Türker’in muhteşem şiirine Onno Tunç’un
ruh, Sezen Aksu’nun ses verdiği şarkı:
Yabanım, sevgilim, esmerim, sebebim
Bir gün bir kış masalında sevip yitirdiğim
Şimdi artık korkudan şarkılar mırıldanan
Öpüşünle yaralı bir kız çocuğuyum ben
Kahvaltıdan sonra toparlandık çıkıyoruz. Bunca zahmete katlan, bunca
programı iptal et. Tamam, bir değil, birkeç masal sayfası iş çıkar eyvallah.
Ama o, sonbaharda bizzat kaynattığım miss gibi pekmezle bir karsambaç yiyemeden
dönmek nasıl koydu anlatamam.
Kestik…. (Sürecek)
“KAR”A “KIŞ”A DOYDUK
KARAKÖY’ÜN “BEYAZ” HALLERİ [FOTO GALERİ]
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.