
İbrahim Akkaya
Kaleiçi ve ANET kafası !
Antalya’nın en önemli merkezlerinden birisi Kaleiçi ve Yat Limanı..
Antalya’nın çekirdek kenti olan tarihi Kaleiçi ve Yat Limanı tarih boyunca sayısız kültürlere ev sahipliği yaptı.
Antalya’nın en eski yerleşim birimi olarak da biliniyor.
Bugün bu tarihi bölgede oturmasalar ile Antalyalıların hatıraları yaşıyor tarihi Kaleiçi’nin tarihi evlerinde..
Koruma altında Kaleiçi..
Çivi çakılması yasak, tarihi yapıların restorasyonu ise yorucu bir süreci gerektirdiği ve pahalı olduğu için de Antalyalılar, anılarını bırakarak Kaleiçi’ne veda etmek zorunda kaldılar..
Kaleiçi ve Yat Limanı ‘Turizmin Oscarı’ olarak da bilinen ‘Altın Elma’ gibi çok prestijli bir ödül de kazandı..
Bir zamanlar Antalya’ya gelen herkesin ilk adresiydi Kaleiçi ve Yat Limanı..
Önce de vurguladığımız gibi korum altında olduğu için ve aslına uygun olarak restore etmenin bedeli yüksek olduğu için de Kaleiçi boşalmaya başladı.
Tarihi evlerin bir bölümü Koç ve Sabancı başta olmak üzere zengin ailelerin eline geçerken, hızla kimlik değiştiren Kaleiçi’nin kaderi de değişti..
Oturulamaz konumdaki yapılar, kendilerini ‘turizmci’ olarak lanse eden bazı karanlık kişi ve guruplara yüksek bedellerle kiralanmaya başlandı.
Uzunca süre ev pansiyonculuğu yapılan binalar da beyaz kadın ticareti ve uyuşturucu işine soyunmuş kişi ve gurupların eline geçti.
Zamanla Kaleiçi öylesine bozuldu ki Kaleiçi’nde doğup büyüyen bile anılarını tazelemek için bölgeye giremez oldular.
Dönemin Antalya Valileri, karanlık tiplerin ‘kurtarılmış bölgesi’ ne dönüşen Kaleiçi’ne tebdili kıyafetle girerek neler olup bittiğini görmeye ve çözüm üretmeye çalıştılar..
Son yıllarda eskiye dönüş sinyalleri var Kaleiçi’nde..
Kaleiçi sokakları eskisi gibi karanlık değil, karanlık tiplerin denetiminden de belirli ölçülerde çıkmış görünüyor.
Kaleiçi ve Yat Limanı’nın eskiyi aramasının en nemli nedeni ise yetki karmaşasının hala yaşanıyor olması.
Çok sayıda yetkilisi var, sorunları çözecek, bölgeyi adam edecek bir kurumu yok..
Kaderine terk edilmiş görüntüden kurtarılması adına yapılan düzenlemeler ise ne yazık ki tarihi mekanı daha da zora sokuyor.
Son örneği ise Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin Kaleiçi’nin trafik sorumluluğunu belediye şirketlerinden ANET’e bırakması..
Gördük ki Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel’in çocukluk arkadaşı olan ve 30 Mart yerel seçimlerinden hemen sonra genel müdürlüğüne getirdiği Gökalp Dinçmen yönetimindeki ANET, asıl görevinin dışındaki faaliyet alanlarını genişletiyor.
Sarısu ve Konyaltı plajlarını işleten ANET, şimdi de Kaleiçi’nin trafiğini yönetmeye çalışıyor..
Kaleiçi esnafı gibi bölgeye gelen yerli ve yabancılar trafik karmaşasından söz edince bu sorunu çözmek için görevlendirilen ANET, olaya tüccar mantığı ile yaklaşıyor ve Kaleiçi trafiği eskiyi şimdiden aratır bir karmaşaya teslim olmuş durumda.
Şöyle düşünüyor ANET yönetimi :
‘Kaleiçi’ne ne kadar çok araç girerse o kadar çok para kazanırız’
Bölge sakinlerinin trafikten arındırılması ya da trafik akışının azaltılmasını istediği Kaleiçi’ni ANET kafası Antalya’nın en çok para kazandıran otoparkı haline getirmeye çalışıyor, kurduğu sistem de bunu doğruluyor.
Dileriz bu yanlıştan dönülür..
Nefes almaya, eski prestijli günlerine dönme sinyalleri veren Kaleiçi’ni yeni bir çıkmaza sürüklemek bölgeye, Antalya’ya ve turizme vurulan büyük bir anlamına gelir..
Bizden söylemesi..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.