Kimi çevreler aksini iddia etse de Antalya, siyasete ilgi duyan, siyaseti ve siyasetçileri yakından izleyen bireylerden oluşuyor.

Sivil toplum örgütleri açısından şanslı bir kent olmasının da bunda payı büyük kuşkusuz.

Antalya’nın aydınlık insanları olayları ve insanları olduğu kadar siyaseti ve siyasetcileri de mercek altına alıyor, siyasi duruşu için de kriterlerini belirliyor.

Şurası yadsınamaz bir gerçek ki 1980 askeri darbesi ile birlikte pek çok aydın, teknik eleman, uzman siyasetten uzak durdu.

Netekim Kenan ve ekibi gençlerin ve kadınların siyaset yapmasını yasakladı.

Bu nedenle siyasi partilerin kadın ve gençlik kolları hala resmiyet kazanabilmiş değil.

Hiçbir lider Siyasi Partiler Yasası’nın değişmesine sıcak bakmadığı için de partilerin asıl yükünü çeken, ağır işçisi olan kadınlar ve gençler seçilme ve temsil edilme aşamasında hak ettikleri yerlerde olamıyor.

Siyasetin halen ‘erkek uğraşı’ olarak kabul edilmesi de nüfusunun yarısı olan kadınlara karşı yapılan en büyük saygısızlık olarak ortada duruyor.

Siyaset insana hizmet sanatı..

Siyasete bu düşünce ile giren ve hakkını vererek çabalayanların sayısı bir hayli fazla.

Bir de siyaseti araç olarak kullanan, yani amaçlarına erişmek adına partileri ve halkın oylarını kullanan, hedefe ulaşmak için de sık sık parti değiştirenler var.

Bir zamanlar parti değiştirmekle ün yapan Afyon Milletvekili ‘Fırıldak Kubi’ vardı.

Kubi’den sonraki dönemlerde de fırıldaklar siyaset sahnesinde boy gösterdiler ve göstermeye de devam ediyorlar.

Olayın çarpıcı yönü, bir partinin çatısı altında iken diğer partiye ve partililere her türlü iftirayı atan, karalayanları o partide nasıl kabul eder, nasıl içine sindirir, o kişi de hangi yüzle olmadık hakareti yaptı insanlarla kucaklaşır akıl alacak gibi değil.

Pekala iyi bir siyasetçi nasıl olmalı ?

Yerel seçimlere çeyrek kala kimi uzmanlar bu konuya kafa yormuş..

Sonuçta iyi bir siyasetçi için şu kriterler belirlenmiş :

İyi bir siyasetçinin vasıfları:

“Gözü pek olmalı,
Muhaliflerine göz açtırmamalı,
Gözünü budaktan, sözünü dudaktan sakınmamalı,
Gözü yükseklerde olmalı,
Yanlışlara göz yummamalı,
Muhalefetin gözünün yaşına bakmamalı,
Gerçekleri muhaliflerinin gözüne sokmalı,
Gözünü dört açmalı ve kimsenin oyununa gelmemeli,

Rakiplerinin gözünü korkutmalı,
Rakiplerini gözünün önünden ayırmamalı,
Liderinin gözüne girmeli,
Partisi ve lideri için hiçbir şeyi gözü görmemeli,
Yanına güvendiği adamları seçmeli ve gözü arkada kalmamalı,
İktidarı ve engelleri gözünde büyütmemeli,
Dalgın olmamalı ve ikide bir gözü dalmamalı,
Kendisine destek olacakların gözünü açmalı,
Liderinin gözünden düşmemeli,
Rakiplerine gözdağı vermesini bilmeli,
Liderinin koltuğuna göz dikmemeli,
Her zaman ön planda olmalı ve göz doldurmalı”

Bu kriterlere kim uyuyor, ya da kimler kendisini bu kriterlere uygun buluyor bilinmez.

Ama bilinen bir gerçek var ki siyasi partiler ve yöneticileri kadar Antalyalılar da iyi bir gözlemci.

Kim ne düşünüyor, kim neyi hedefliyor, kim samanın altından su yürütmeye çalışıyor, kim aslı astarı olmayan şeylerle partisinin ve seçmenin gözünü boyamaya çalışıyor Antalyalı çok iyi biliyor, Antalyalı o kişileri çoktan çözmüş durumda..