
İbrahim Akkaya
İşgalciler sıkı durun!
Meclis tatile girdi, milletvekilleri rahat bir nefes almayı beklerken, sürpriz bir görevlendirme oldu..
Lacileri çıkarıp tebdil-i kıyafet giyerek plajları denetleyecek.
Çünkü vatandaş sahillerin işgalinden yana oldukça dertli..
Türkiye Büyük Millet Meclisi Dilekçe Komisyonu'na binlerce şikayet mektubu yazıldı.
Vatandaş diyor ki, " Sahilleri işletmeciler işgal etti.. Şezlong ve şemsiye hizmeti vermek adına her geçen gün biraz daha yayılıyorlar, denize girecek yer bulamıyoruz. İşletmecilerin çalışanları bizi sürekli taciz ediyor, rahatsızlık veriyor, sanki plajlar babalarının malı "
Antalya Valisi Dr. Ahmet Altıparmak'ta İl Koordinasyon Kurulu'nda Konyaaltı ve Lara plajlarını gündeme getirerek, işgaller konusunda Defterdarlık ve belediyelere uyarıda bulunmuştu.
Vali Altıparmak, " Veriyorsunuz 3 metre, oluyor 300 metre. Bunu yapan işletmecilere insaf demek lazım" şeklinde konuşmuştu.
Milletvekillerinin büyük bölümü, özellikle iktidar partisine bağlı olanları yasama yılının önemli bir bölümünü fazla yorulmadan tamamladılar.
Onlar daha 'parmakçı' olarak görev yaptılar.
AKP ne dayatırsa evet ya da hayır için oy kullandılar.
Çuvala dönen torba yasaların çıkarıldığı gece yarılarında ise ya sıralarda şekerleme yaptılar, ya da meclis koridorlarında çay içtiler..
Sıra parmak kaldırmaya gelince arkadaşlarınca dürtülerek uyarıldılar, ya da telefonla Meclis salonuna çağrıldılar.
Yorucu(!) bir yasama döneminden sonra tam dinlenmeye çalışacaklar, keyifli bir tatil yapacaklar dile beklerken, gönüllülük esasına göre kendilerine plaj denetimi verildi.
Çünkü Türkiye Büyük Millet Meclisi Dilekçe Komisyonu, vekillerden sahil işgallerine karşı takım elbiselerini çıkartıp sade bir vatandaş görüntüsü ile plaj denetimi yapmalarını istedi.
Plaj denetimi görevini vekiller nasıl karşılar bilinmez ama konu gerçekten çok önemli..
Turizmde bir yayılmacı anlayışı hakim.
Plaj işleten de, otel işleten de işgalci.
Diyelim ki Konyaaltı veya Lara plajlarında şezlong ve şemsiye hizmeti veriyorlar, yayıldıkça yayılıyorlar.
Halka tahsis edilen alanları bile işgal ediyorlar, görevliler vatandaşın tepesinde, 'bedavacı' gözüyle bakıyorlar şezlong ve şemsiye almayanlara..
Sanki plaj babalarından kalan miras, havalarından geçilmiyor, türlü bahanelerle, en çok da 'vatandaşın güvenliğini sağlıyoruz" söylemiyle Antalyalılara zulüm ediyorlar, çile çektiriyorlar.
Otel , motel ve tatil köyü gibi işletmeler için de durum farksız değil..
Kullanım parası ödüyoruz diyerek sahilleri tel çitle çeviriyorlar, başlarına da birer görevli koyuyorlar..
"Yassak hemşerim" diyerek kamunun kullanımına açık olması gereken plajda vatandaşı sokmuyorlar.
Direnen olursa da gereğini yapıyorlar.
Plajda bar, spor alanları ve benzeri mekanlar oluşturarak, hatta plajlardaki gezinti yollarını işgal ederek sahilleri kapatıyorlar, geçişi bile yasaklıyorlar.
Antalya'da hangi milletvekilleri plaj denetimleri için yapılan çağrılara uyar bilemeyiz.
Bu noktada duyarlı vekillerin olacağını da ümit ediyoruz.
Halkın vekili olarak sahil işgali konusunda sorumlu davranacaklarına inanmak da istiyoruz.
Antalya sahillerinin işgaline engel olunması konusunda çaba göstereceklerini düşünerek vekilleri göreve çağırıyoruz.
Konyaaltı ve Lara plajlarında yaşanan bu keyfiliğe son verilmesi konusunda yeterli denetimin yapılmadığı ortada..
Milletvekillerinin bu yönde yapacakları denetimler, işgalin saptandığı bir plajda yapılacak baskınlar, yerel yönetimlerin yaptırım gücünü artıracağı gibi işgalciler açısından caydırıcı da olabilir..
İşgalciler sıkı durun halkın vekilleri geliyor..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.