AKP’li Antalya Büyükşehir Belediyesi yönetimi tarafından ASAT’dan çıkarılan işçilerin dünkü eylemindeki sloganlar birisiydi bu..

Gerçek şu ki iş barıyı yanında Antalya’da işten çıkarmalar ve sürgün tayinler nedeniyle toplumsal barışın da bozulacağı sinyalleri gelmeye başladı.

ASAT önünde düzenlenen protesto eylemine katılımın yüksek olması dikkat çekti.

Görevlerine son verilen taşeron işçilerin feryadı çare edecek mi bilinmez ama, asgari ücretin biraz üstünde maaşla evlerine ekmek götürmek isteyen insanları kapı önüne koymak adaletle ve insanlıkla doğrusu pek bağdaşmıyor

AKP’li Büyükşehir yönetimi önceki Belediye Başkanı Mustafa Akaydın’a tepkili olabilir, Akaydın’ın uygulamalarına eleştiriler getirebilir, dahası hukuksuz olduğuna inandıkları konularda yargıya gidebilir, bunlar tamam da taşeron işçisinin suçu ne ?

ASAT önündeki eylemde işçilerin taşıdığı pankartlar yaşadıkları dramı anlatmak açsından önem taşıyordu.

“Sayaç okurken Menderes canımıza okudu’ yazıyordu pankartın birinde..

Görevi sayaç okumak olan emekçiye bu çile reva mı ?

Bir başka pankart daha da çarpıcıydı :

“Evde çocuklarım aç’ yazmıştı işinden olan bir ASAT taşeron işçisi..

Bir başka pankart : “Türel geldi ekmeğimiz gitti”

Her eylemde olduğu gibi dünkü eylemde de Gezi ruhunu yaşatılmaya çalıştı emekçiler..

“Bu daha başlangıç, mücadeleye devam”, “ Direne direne kazanacağız” pankartları AKP’yi çok korkutan Gezi direnişinin ASAT eylemine yansımasıydı.

Bize ulaşan haberlere göre işçi kıyımı hem Büyükşehir Belediyesi’nde, hem de belediye şirketlerinde devam ediyor.

Belediye şirketlerinden ANET’te örnek bir uygulama ile çalışan engelli 5 taşeron işçisin de atıldığı haberi geldi ki gerçekten üzücü ve kaygı verici gelişmeler bunlar.

ASAT’ta iş barışından bu dakikadan sonra söz etmek olanaksız.

Zira DİSK’e bağlı Yerel-İş Sendikası’na üye ASAT çalışanları, sendikalarından baskı ve tehditle istifa ettiriyorlar.

Belediye yönetiminin desteğini de alan AKP’ye yakınlığı ile bilinen Hak-İş, 73 işçiyi istifa ettirerek, kendisine bağlı Hizmet-İş’e zoraki üye yapıyor ve sendikal baskı giderek daha da artıyor.

Bir işçi kıyımı haberi de Gazipaşa’dan geldi dün.

AKP’li Gazipaşa Belediyesi’nin 19 taşeron işçisini kovdu.

İşçiler, yakınları ve sendikalar tetikte, uykusuz ve huzursuz günler yaşıyorlar.

Kimsenin yeri garanti değil, kimin ne zaman işine son verileceği, kimin sürgüne gönderileceği, kimin kızağa çekileceği belirsiz.

GUANTANAMO YERİNE GÜNDOĞMUŞ SÜRGÜNÜ

Belediyelerde yönetim değişince üst kademelerde görev yapanlar ile danışmanların pasifize edilerek Konyaaltı’nda ‘Guantanoma’ adı verilen işyeri ile yarım kalan Büyükşehir Belediyesi hizmet binasındaki Spor Şube Müdürlüğü’ne sürgün edilmeleri gelenek haline gelmişti.

Ancak Türel yönetimi bir sürprize daha imza attı..

Genel Sekreter Yardımcısı Ali Özkayacan, İmar ve Şehircilik Daire Başkanı Aysun Ötürk, eşi Deprem Risk Yönetimi ve Kentsel İyileştirme Daire Başkanı Burak Öztürk(Öztürk çiftini Menderes Türel göreve getirmişti) Basın ve Halkla İlişkiler Daire Başkanı Akgün Keskin Sakarya ve eski Başkan Akaydın’ın danışmalarından Hafize Duygu Batmaz Bütünşehir Yasası gerekçe gösterilerek, Antalya’nın en uzak ilçesi olan Gündoğmuş’a atandılar.

Görüldüğü gibi ortalık toz duman..

AKP’li Büyükşehir Belediyesi yönetimi kıyımı, sürgünü, kızağı devam ettirmekle kararlı.

Sözün bittiği yerdeyiz.

Bu noktadan sonra neler olacağını kestirmek şimdilik güç.

Ancak, AKP’ye ve Büyükşehir yönetimine yakın kaynaklar, Türel ve ekibinin belediye ve belediye şirketlerinde ciddi bir temizlik ! yapmakta kararlı olduğunu söylüyor.

AKP kulislerinden sızan iki iddiayı da sizlerle paylaşmak istiyorum.

İşten çıkarmalar ve sürgünlerden rahatsız olan bazı AKP’lilerin İl Başkanı Mustafa Köse’ye ‘Bir şeyler yap’ türünden çağrıda bulundukları,. Köse’nin ise ‘ Elimden bir şey gelmiyor’ diye yakındığı öne sürülüyor.

Bir başka iddia ise Türel’in Kepez Belediyesi’nde kilit görevlere kendisine yakın isimleri yerleştirmek istediği, Kepez Belediye Başkanı Hakan Tütüncü’nün bu yüzden sıkıntılı olduğu şeklinde..