
İbrahim Akkaya
İnlerine girilmeden !
‘Bayrak bir milletin varlığının ve bağımsızlığının sembolü, tarihinin hatırasıdır. Değeri pamuk, atlas ve ipekten yapılmasına bağlı olmayıp, temsil ettiği milletin kıymeti ile ölçülür. Devletin hakimiyetini, bağımsızlığını ve şerefini temsil ettiği için bayrağa saygı gösterilir”
Kaynak kitaplarda böyle tarif ediliyor bayrak..
Türk ulusu olarak bayrağımıza İstiklal Marşı’na olduğu gibi sonsuz saygı gösteririz..
Bu ülkede yaşayan herkesin de saygı göstermesi gerekir..
Dili, dini, ırkı ne olursa olsun ulusal marşımıza ve bayrağımıza saygısız davranmak kimsenin haddi değil..
O nedenledir ki Diyarbakır’da yaşanan olaya tepkimiz büyük.
Türk Bayrağı’nın, hem de Türk ulusunun övünç kaynağı olan Türk Silahlı Kuvvetleri’nin bir biriminde indirilmesi kadar ayıp bir şey olamaz..
Bayrağı indirenler kadar, indirilmesini seyredenler de suçlu..
Dahası “Bayrağın ildirilmesi kabul edilemez” türünden yapılan açıklamaları yapanlar da suçlu..
Onurumuz fena halde incindi..
Ülke dışında Ermenistan’da,Yunanistan’da bayrağımız yakıldı defalarca ama Türkiye sınırları içerisinde ilk kez böyle bir olay yaşandı..
Rengini bu vatan için canlarını seve seve veren şehitlerimizin kanlarından alan ay yıldızlı bayrağımızı Diyarbakır’da yakan bebek katilinin maşaları ve olar gibi düşünen vata hainleri dünyanın çeşitli bölgelerinde Türk Bayrağı’nı yakarak saygısızlıklarını gösteriyorlar.
Artık yeter
‘Açılım saftasatı’ ile bu ülkenin başına bela kesilen terör örgütünün eli kanlı maşalarına haddini bildirmenin zamanı geldi de geçiyor bile..
‘Aman sürece zarar gelmesin’ söylemleri iyiden iyiye şımaran katiller, yol kesip kimlim kontrolü yapıyor, askerin elinden silahını alıyor, polise askere saydırıyor, ülkeyi yönetenler ise başını kuma gömmeye devam ediyor.
Elbette ülkede barış olmalı..
Ebette kimse ötekileştirilmemeli..
Elbette kaynaklar eşit dağıtılmalı..
Elbette kamu hizmeti bölgelere eşit verilmeli..
Kimsenin bunlara itirazı yok ve olamaz..
Ama ‘Çözüm süreci’nin sadece bir aldatmacadan öte gitmediğini gördük..
Anayasal haklarını kullanarak sokağa çıkan insanlara düşman gibi davranan hükümet, hala terör örgütüne müsamaha gösteriyor..
Ülkeyi kan gölüne çeviren terör örgütünün başı ile masaya oturarak binlerce şehide saygısızlık yapıyor, şehit ailelerinin yürüklerini dağlıyor..
Antalya, bayrağımızın indirilmesine tepkisini doğal olarak gösteriyor..
Bugün de protesto eylemleri olacak..
Ancak provokasyona karşı da uyanık olmak durumundayız..
Türkiye’yi bölüp parçalamak isteyen şer güçleri ajan kullanıyor.
Antalya gibi Türkiye’nin en önemli kentinde her bireyin sorumlulukları var..
Tahriklere kapılmadan tepkimizi göstermeliyiz..
Bu noktada Antalyalılar kadar Gezi direnişinin birinci yıldönümünde örnek bir tavır sergileyen Antalya polisini de görev düşüyor..
Türk Bayrağı’nın indirilmesine asla kayıtsız kalamayız..
Bu çirkinliği unutmamız olanaksız..
Elbette soğukkanlı olacağız ama bu hainliğe de hoşgörü ile bakmayacağız..
Suçlular hesap vermeden, Başbakan Erdoğan’ın söylemliyle “İnlerine girilmeden” rahat etmeyeceğiz..
Asla unutmayacağız ve unutturmayacağız..
Bu böyle bilene..
Bizden söylemesi..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.