
Cengiz Savaşeri
İlaçlar sadece yaşatıyor
Çaresizlik içindeki hastalar, tedavi için doktordan, ilaçlardan elbette parasını esirgemez. Bu durumdan doktorlar, ilaç firmaları ve eczacılar, doğal olarak kazançlı çıkar. Samimiyetinden şüphe etmediğim bazı doktor dostlar ve de eczacı arkadaşlar, birçok ilacın tedavi etmekten ziyade hastalıkları durdurduğunu ve ilaç kullanımının yıllar sürebildiğini söylüyor. Böylelikle devamlı kar elde eden bir birliktelik oluşmuş oluyor. Son aylarda doktorların ve eczacıların tepkilerine ve de ilaç bulamayan vatandaşların feryadına bakarsak, sektörün uymsuzluklar yaşadığını düşünebiliriz.
Diyabet,kanser ve tansiyon gibi yakamızdan düşmeyen bazı müzmin hastalıklar olduğunu hemen hepimiz biliriz. Katıldığım bir toplantıda konuşan sağlık uzmanı biri, “ilaçları kullanmayan ölür, kullanan sürünür” demişti.
Uzmanın sarf ettiği bu cümle, beni ilaç konusunda araştırma yapmama vesile oldu. Yıllardır aldığımız ilaçları sakladığım ecza dolabından çıkarıp prospektüslerini okudum. Birçok anlamadığımız terimler var. Tahminen kimya dili. Bazı bitkilere verilen latince veya kimya dilinde isimler var. İsimlerin ne olduğunu anlamak için google dan sorguladım. Bazılarının zarar verici maddeler olduğuna da rastladım. Yani bir hastalığımızı tedavi ederken ilaç içeriğindeki bazı maddelerin başka bir uzuvumuza zarar verebileceği kanısına vardım.
İşte bu kafa karışıklığında, bir türlü tedavi olamayan insanlara hak verdim. Hastane koridorlarındaki hasta izdihamını da görünce çaresizliğimizin ne boyutta olduğunu düşünmeye başladım. Doktorları muayene ücretleriyle özel hastanelerin yatak ücretlerine değinmeden, yazının asıl konusu olan ilaç sektörüne devam edeyim.
Bu tahmin edemiyeceğimiz kadar yüksek kazançların elde edildiği sektörü kontrol etmek elbette çok güç. Her ne kadar ilaçlara sağlık bakanlığı izin veriyor olsa ve kontrol etse, bendeki şüphelerin kaybolacağı yok gibi.
Gaçenlerde okuduğum bir yabancı makalede, gelişmiş ülkelerde diyabetin tedavisinin uzun zamandır yapılabildiği, hatta ABD'de 14 ila 20 günde soğuk algınlığı kadar kolay tedavi edildiği yazıyor. İnsanlar üzerinden sürekli kazanç elde eden bu şirketlerin yönetenlerin kimler olduğunu araştırmak uzun iş. Doktorlarımız kendilerine önerilen listelere göre reçete yazdıklarından bu ilaç teşkilatlanmasında pek fazla dahli yok. Bu listeleri kim yapıyor?. Daha doğrusu, bu listelerdeki ilaçların karları kimlere gider bilinmez.Birçok ilaçların ithal olduğunu düşününce, bizim insanımız çaresizce sürekli ilaç kullanarak ömür tüketir. İstatistiklere göre ilaç satışı Türkiye'deki en karlı iş. Hiç kimse potansiyel alıcıları kaybetmek istemeyecektir.
Son yıllarda bitkilerden, yani doğal ürünlerden üretilmiş, bağışıklığımızı güçlendiren takviye ürünler artmakta. Belki de atalarımızın yöntemleriyle ve tarihte OTACI olarak bilinen şifacıların doğal bitkilerden ürettikleri reçetelerini denemekte fayda var.
Hoşça kalın, ilaçların içeriğini inleyerek kullanın.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.