Yeni yılla birlikte yerel seçimlerin propaganda dönemi de resmen başladı.

Seçime 3 aydan az bir zaman kaldı.

Kuşku yok ki Türkiye’nin ve Antalya gündeminde bundan sonraki günlerde yerel seçimler öncelikli olacak.

Yadsınamaz bir gerçek ki yere seçimler Antalya’da çok çekişmeli geçecek..

3 siyasi parti AKP, CHP ve MHP ipi göğüslemek için müthiş bir yarış yapacaklar.

Kimin bu yarıştan galip çıkacağına elbette seçmen karar verecek.

Hep söylüyoruz ve yazıyoruz halk kavga istemiyor, seçmen barış havasında seçim istiyor diye..

Ancak bu temenniler hep lafta kalıyor.

Seçimlerin propaganda dönemi öncesinde başlayan kimi olumsuzluklar endişe verici sinyaller olarak algılanmaya başlandı.

Gerçek şu ki son olaylar nedeniyle herkesin kafası karışık.

Toplumun her katmanında sıkıntı var, herkes burnundan soluyor.

İşte böylesine bir süreçte siyasi ikbal için her türlü olumsuzluğu göze alanlar, Antalya’da çirkin tezgahlar, iğrenç dedikodular, pis ilişkiler peşinde koşmaya aşladılar.

Bazı siyaset kulislerinde başlayan dedikodu süreci, giderek kişilerin özel hayatını hedef alırken, siyasi beklentilerine yanıt bulamayanlar, kin, nefret ve intikam duygularına gem vurmayı düşünmedikleri için şer odakları ile işbirliği yaparak rakiplerin ekmeğine yağ sürmeye çabalıyorlar.

Bu süreçte hedef olarak seçilen isimlerin başında da Muratpaşa Belediye Başkanı Süleyman Evcilmen geliyor.

3 yıldır sürekli yükselen oy ve hizmet grafiği ile Muratpaşa’yı marka bir belediyeye dönüştüren Evcilmen’i yıpratmak için iç ve dış güçler inanılmaz bir işbirliği yaptılar ve bu çabalarını ısrarla ve inatla sürdürüyorlar.

AKP’nin yayın organı konumundaki internet gazetesinde dün çıkan haberler, bu iğrenç çabanın, işbirliğinin, tuzağın son örneği oldu.

AKP’nin Evcilmen’i eleştirmesi çok doğal, çünkü rakip parti..

Herkes gibi AKP’liler de Antalya Büyükşehir Belediyesi koltuğunun kazanmanın yolu Muratpaşa seçimlerinden geçiyor.

AKP, Büyükşehir’i tekrar kazanmak için CHP’yi ve Evcilmen’i yıpratmaya, eleştirmeye, suçlamaya çalışacak..

Ancak çirkin olan şey AKP’nin bu çabasına kendilerini ‘CHP’nin neferi’ olarak tarif eden, demokratlıktan, hukuka bağlılıktan, siyasi etikten söz açıldı mı mangalda kül bırakmayanların katkıda bulunması.

CHP tabanında şu yorum çok yapılır :

“Bizim en büyük rakibimiz kendimiz”

İronik bir yaklaşımdır bu..

Veya öz eleştiri denilebilir..

Ama AKP’nin gemisine su taşımayı marifet sayanların konumu farklı..

CHP Antalya örgütünün sorunu bu aslında..

Partinin kamburu olan bu kişiler, partisine, partiline, belediye başkanına belden aşağı vuruyor ve AKP’liler tarafından ‘yaşa varol’ diye alkışlanıyor.

Yerel seçimler yaklaşırken, bu tür ihanetlerin, tuzakların, tezgahların artacağı kuşkusunu taşıyor CHP tabanı ve CHP’ye gönül verenler..

CHP tabanı bu siyasi yalakalara çok tepkili.

Yaklaşan yerel seçimle öncesinde hiç de olumlu bir tablo çizmediğimi biliyorum.

CHP tabanının moralini bozacak şeyler de yazmış olabilirim.

Ama gerçeklerin de bilinmesi lazım..

Bu ihanet şebekelerinin, şer odaklarının, şer cephesinin maskesinin düşmesi lazım.

Bugün partisini satan, yarın neler yapmaz ki ?