
Cengizhan Gököz
İĞNEYİ KENDİMİZE ÇUVALDIZI BAŞKASINA
Ekspres Gazetesinin 25.06.2015 tarihli sayısında, ‘…azıcık kadir, azıcık kıymet bilin..’ başlıklı köşe yazısında; Sevgili Haşmet ÖYKEN,
Deniz Baykal, Menderes Türel ve Gültekin Gencer’ i kastederek bu insanların öz be öz Antalya çocuğu olduğunu, siyasette ve toplumda geldikleri mevkii ve yerin çok önemli olduğunu, bu insanların geldikleri mevkileri bugüne kadar ve halen yaptıkları güzel ve yararlı icraatlar ile ziyadesi ile hak ettiklerini belirttikten sonra,
Onlar hakkında yapılan eleştirilerin, acımasız ve haksız olarak yapıldığını ve onların kadir ve kıymetlerinin bilinmesini belirtmektedir.
Sayın Öyken’ in yazdıklarına büyük oranda katılırım.
Sayın Baykal, Sayın Türel, Sayın Gencer gerçekten Antalya’ nın medar-ı iftiharı olması gereken çok değerli ve Antalya sevdalısı kişilerdir.
Her birinin siyasette ve devlette geldikleri noktalar, biz Antalyalı’ lar için gurur kaynağıdır.
Eleştirilere gelince;
Demokrasilerde belli makam ve mevkilere gelen kişiler mutlaka eleştirilir.
Eleştiri; kırıcı, incitici olacak dozda dahi olabilir.
Uluslar arası hukuk ve demokrasi kuralları, bu mevkilere gelen insanların bu eleştirilere katlanma zorunluluğunu kabul eder ve düzenler.
Eğer Cumhurbaşkanı, Başbakan, Bakan, Parti Yöneticisi, Belediye Başkanı, Kulüp Başkanı… vb. makam ve görevlerde iseniz; milletin, halkın, kentlinin ve kulüp taraftarının şedit ve acımasız eleştirilerine katlanacaksınız.
Zaten, bu gibi yerlere aday olurken, bunu göze almak zorundasınız.
Burada dikkat edilmesi ve ayrılması gereken husus,
ELEŞTİRİ ADI ALTINDA KİŞİYE İFTİRA, HAKARET VE AŞAĞILAMA ANLAMINDA SARF EDİLEN SÖZLERDİR.
Bu anlamda,
Deniz Baykal’ın 2002 yılında şu an Cumhurbaşkanı olan ve ülkenin % 60’ını karşısına alan kişinin, AKP Genel Başkanı ve Başbakan olmasını hukuku dolanarak gerçekleştirmesi ile,
Öte yandan; bugün CHP’ nin bir Genel Başkanı ve Yönetimi olmasına ve kendisine hiçbir görev verilmeden aynı kişi ile demokratik teamülleri yok sayarak görüşmesi eleştirilebilir.
Bu görüşme kendisini ileride meclis başkanı yapsa dahi, yapılmalıdır.
Ayrıca bu yolla elde edilecek meclis başkanlığı çok da övünülecek bir durum olamaz.
Antalya’ nın öz evladı Deniz Baykal’ ın, meclis başkanı olabilmek için böyle bir görüşmeye ihtiyacı olmamalıdır.
Menderes Türel’ in ise AKP’ de gelmiş olduğu Genel Başkan Yardımcılığı, Büyükşehir Belediye Başkanlığı hepimizin gururudur.
Ancak bu sıfatları taşıyan Türel’ in, kentin önemli alanları 100.Yıl, Dokuma, Vakıf Çiftliği, Lara Kent Parkı… vb. alanlarda yaptığı, hukuka aykırılılığı Mahkeme Kararları ile sabit icraatlarını;
Antalya’ nın ormanlarını, akarsularını, doğal alanlarını yok eden maden arama ve taş ocaklarına karşı çıkmayan, şehir içi AVM ve akaryakıt, LPG istasyonlarına izin vererek tabiri caizse şehrin göbeğine dinamit yerleştiren imar planlarına geçit veren tutumları ile,
Batı ve kuzey çevre yollarını imar yolu haline getiren plan tadilatlarını eleştirmek kadir kıymet bilmemek olmamalıdır.
Sayın Türel’ i, bu yönde uyarmak eleştirmek bizim gibi Antalya çocuklarının zorunlu görevidir.
Bunun yanında, Antalyaspor’ u Süperlig’ e çıkaran Sayın Gültekin Gencer’ in başarısını ve dünya çapında konuşulan Eto transferinden gurur duymamak gerçekten kadir kıymet bilmemektir.
Ancak geçtiğimiz yıl Süperlig’ de oynayan Antalyaspor’ un küme düşmesinde Kulüp Başkanı olan Gültekin Gencer’ i sırf Antalya’ nın çocuğu olduğu için eleştirmemek; Antalya’ ya yönelik, daha büyük kadir kıymet bilmezlik olur.
Sonuçta, eleştiri her zaman yararlıdır.
Yeter ki, iftira ve hakaret içermesin.
Konuyu toplumda bilinen iki hikâye ve söz ile özetleyebiliriz.
Birincisi; “iğneyi kendine, çuvaldızı başkasına batır” sözü,
Diğeri de Nasreddin Hoca’ nın çocuğuna yönelik;
“Testi henüz kırılmadan” hikayesi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.