Songül Başkaya

Songül Başkaya

Her yerde dram…

Bugün bir emekçinin dramını yazacağım. Henüz 28 yaşında, evli ve bir kız çocuğu babası Hüseyin’in hikayesini paylaşacağım. Yoksulluk, haksızlık var bu hikayede. Acı, gözyaşı, çile var, bolca…

Antalya Büyükşehir Belediyesi’nde temizlik işçisi olarak çalışan emekçi Hüseyin kardeş, kısa bir süre önce Muratpaşa İlçesi’nin Altındağ Mahallesi’nde aylık 250 TL’ye kiraladığı dükkanda ailesiyle yaşamaya başlar…

Taşeron işçisi olmasına rağmen aldığı üç kuruşa razıdır ve onunla hem kirasını öder, hem 3 kişilik ailenin geçimini sağlar…

Yetiştirme yurdunda büyüyen emekçi kardeşimiz, kıt kanat yaşamını sürdürmeye çalışırken, yeni yılla birlikte kapıya konulmuş…

Tabii bir gerekçe yine yok. Neden olsun ki…

O televizyonlara çıkıp, gazetelere demeç vermemiş. Ya da hakkını aramak için sendikaların, partilerin kapısını çalmamış. Ev yaptıkları o küçücük dükkana çekilip, kaderine razı olmuş…

Tesadüfen buldum, Hüseyin’i. O donduran soğuklarda ısıtıcı olamadan kaldıkları dükkanda ziyaret ettim. Belli ki karı-koca yokluğa ve yoksulluğa karşı dirençliler. Ama 9 yaşındaki çocukları değil. Hem nasıl olsun ki o daha çocuk. Okula gidiyor, ihtiyaçları var, sağlıklı beslenmesi gerekiyor…

Hadi yemek işini sağolsun, Muratpaşa Belediyemizden hallettik…

Ama onunla bitmiyor ki! Kira günü de gelmiş, kapıya dayanmış. Eminim dükkan sahibi de idare eder. Kapıya koyacak hali yok, şu soğukta insanları…

Şimdi en önemli mesele emekçi kardeşimize tekrar bir iş bulmak. Ailesinin geçimini sağlayacağı, sosyal güvencesi olan bir iş mutlaka bulunmalı…

Herkese belediyemizin kucak açması mümkün olmamakla birlikte bu konuya da Belediye Başkanımızın sahip çıkacağına inanıyorum…

Yalnızca belediye değil, farklı kurum ve kuruluşlardan belediyelerin kış gününde kapıya koyduğu emekçilere sahip çıkmasını, yardım eli uzatmasını bekliyorum…

Savaştan kaçan ve ülkesini ter eden binlerce insana kucak açan büyüklerimiz, kendi vatandaşını da aç ve işsiz bırakmaz değil mi…

Bu arada emekçileri çeşitli bahanelerle kapıya koyup, yerine yeni istihdam yapan herkes kafasını ellerinin arasına alıp oturup bir düşünsün, ‘Ben ne yapıyorum’ diye…

Her emekçinin ayrı bir hikayesi var, yaşanmaya devam eden. O hikayelere daha fazla hüzün, acı eklemeye kimsenin hakkı yok…

Burada sadece birini anlattık ve belki ona yardım eli uzatacağız. Peki ya diğerleri…

Yaşam koşullarının her geçen ağırlaştığı bir ortamda diliyorum kent ve ülke yönetimine gelenler, ellerini vicdanlarına koyar ve emekçinin ekmeğiyle oynamazlar…

Bu arada sakın belediye başkanları ‘Biz kimseyi işten çıkarmıyoruz, onlar şirket personeli’ demesin. Belediyenin hizmet alımı yoluyla çalıştırdığı personel de kendi personelidir…

AKP döneminde iyice yaygınlaşan ve kaldırılmak yerine yasal altyapıya oturtulan taşeron sistemi biran önce belediyelerden ve kamu sektöründen kaldırılmalıdır…

Yoksa milyonlarca taşeron işçi, her yeniyılda kapıya konulup konulmamanın kaygısıyla yaşamaya devam edecek…

Tüm siyasilere ve belediye başkanlarına, kamu yöneticilerine duyrulur…

 

 

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Songül Başkaya Arşivi

Plancia Magna ağlıyor!

17 Ağustos 2025 Pazar 19:10

Tutuklu başkanlar ve Muhittin Böcek…

03 Ağustos 2025 Pazar 17:49

Müze otelcilik meselesi…

16 Temmuz 2025 Çarşamba 16:34

Güle güle güzel insan; Gürkut Acar

14 Temmuz 2025 Pazartesi 17:26

Yerele ve Ankara’ya rağmen…

17 Haziran 2025 Salı 17:44

Konyaaltı ve 67 işçi meselesi…

26 Mayıs 2025 Pazartesi 19:43

Bayramımız ve yaşımız kutlu olsun

19 Mayıs 2025 Pazartesi 00:00

TÜKD kale gibi!

12 Mayıs 2025 Pazartesi 16:16

Tonguç Antalyalılara seslendi…

04 Mayıs 2025 Pazar 18:48

Konu Sadece Müze mi?

27 Nisan 2025 Pazar 16:39