
Cengizhan Gököz
HAYVAN HAKLARI
Bu yazıyı yazmadan önce bir hayli düşündüm.
İnsan haklarına karşı saygının olmadığı bir ülkede hayvan haklarından söz etmek, ne denli anlaşılır bir şeydir kaygısı düşüncelerimi kapladı.
Başta Uluslar Arası Sözleşmeler olmak üzere, Anayasalar, Yasalar, Yargı Kararları, AİHM Kararlarına rağmen, siyasal iktidarın bunları yok sayan icraatları karşısında, insanlarımız çaresiz iken, hayvan haklarını konu almak belki de sizlere fantastik gelebilir.
Çevreye bu kadar duyarsız bir yönetim anlayışında, insanların da bu duruma ayak uydurduğunu görünce ümitsizliğimiz bir kat daha artıyor.
Yazımın konusu tüm hayvanları ve insanları kapsamıyor.
Aşağı yukarı her gün bir sokak hayvanına karşı yapılan öldürme, fena muamele (ırza geçme dahil) ve işkence haberleri ile dolu ülkemizde, bilinçsiz avcılık da dahil hayvan haklarının ne denli ihlal edildiği aşikar…
Yazımda sözünü edeceğim hayvanlar; bizzat etleri, sütleri ile besin kaynağımız olan büyük ve küçükbaş hayvanlarımız…
Antalya’ nın merkezinde her gün bir çok yöneticinin de önünden geçtiği, Gazi Bulvarı kenarında veya hafta sonları kahvaltıya gittiği Çakırlar, Bahtılı mevkiinde kurbanlık ve adaklık satan insanlarımız…
Tüm gün güneş altında, yağmur altında bekletilen hayvanlarımız…
Bundan rahatsız olmayan veya duyarsız kalan bizler…
Ve en önemlisi, bu durumu görerek herhangi bir işlem yapmayan merkezi ve yerel yöneticilerimiz…
Yegane suçları konuşamamak ve bizlere canlarını, kanlarını vermek olan bu hayvanları, dini inanç gereği Yaradan’ a kurban etmeyi akıl eden ve böyle bir inanca sahip olduğunu düşünen insanın, kurban edeceği hayvanın barındırıldığı ortama kayıtsız kalması anlaşılır bir durum değildir.
Buradan tüm insanlarımıza ve yetkililere sesleniyorum.
Lütfen kurbanlık ve adaklık aldığınız bu insanları uyarınız.
İdari Makamları ve Adli Makamları göreve davet ediyorum.
Kabahatler Kanununda düzenlenen, ‘hayvanlara kötü muamele’ eyleminden dolayı bu insanlar hakkında yasal işlem yapınız.
Önümüzdeki Kurban Bayramı için de, bu hayvanların barınma ve kurban edilme biçimleri ile ilgili hayvan haklarına aykırı uygulamalara karşı şimdiden tedbir alınmalıdır.
Bu hayvanlar için, Belediyeler başta olmak üzere, ilgili ve yetkili kurumlar görevlerini yerine getirerek satışına kadar uygun barınma yerleri oluşturmalıdır.
Öte yandan, bunların kurban edilmesi sırasında da yapılan işin ve inancın önemine göre, uygun yerlerin hazırlanması şimdiden düşünülmelidir.
Nerede ise, ‘dini inanç’ gereği olmaktan öte vahşi bir katliama dönüşen uygulama denetlenmeli ve hayvan haklarına saygısız bu tür tutum ve davranışlar cezalandırılmalıdır.
Antalya Barosu Hayvan Hakları Kurulu başta olmak üzere tüm hayvan hakları savunucuları ve kuruluşlarını göreve davet ediyorum.
Tüm olumsuzluklara rağmen insanlık ölmedi.
Saygılarımla…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.