Antalyalılar, siyasi transferlerden fırsat kalırca ‘Cumhurbaşkanlığı seçiminde kime oy vereceğiz” sorusuna yanıt arıyor.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun partinin en önemli organları olan Parti Meclisi PM) ve Merkez Yönetim Kurulu(MYK)’dan bile sır gibi sakladığı Eklemeddin İhsanoğlu’nu ‘çatı aday’ olarak açıklamasının şokunu parti tabanı henüz atlatabilmiş değil.

Gerçek şu ki İhsanoğlu’nun adaylığını CHP tabanı gibi Antalya’nın demokrat seçmeni de sindirebilmiş değil.

Bunun için de CHP seçmeninin bir bölümü ile ‘Erdoğan’a asla oy vermem’ diyenler 10 Ağustos’ta sandığa gitmeme eğiliminde.

Onlara göre Erdoğan’la İhsanoğlu arasında önemli bir fark yok.

Antalya’da sol seçmenin çarpıcı bir sandığı boykot yöntemi var.

Adayı beğenmiyorsa, sindiremiyorsa oyunu da kullanmıyor..

Antalya’da bunun en net örneği 2004 yerel seçimlerinde yaşandı.

CHP, ‘ Demirellerin damadı’ olarak bilinen Antalya eski Valisi Ertuğrul Dokuzoğlu’nu Büyükşehir Belediye Başkan Adayı gösterince partinin en güçlü olduğu mahalle konumundaki Meltem’de partililer sandık yerine pikniğe gitmeyi yeğledi.

CHP’liler böylece Dokuzoğlu’nu aday gösteren dönemin CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’a  tepkilerini sandığı boykot ederek ortaya koymuşlardı.

Anımsamakta yarar görüyorum, CHP tabanı içine sindiremeyip, sandığa gitmediği Ertuğrul Dokuzoğlu, Menderes Türel’in kazandığı seçimde tahminlerin üstünde oy almıştı.

Şimdi diyeceksiniz ki bunları neden yazdın ?

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, kürsüyü yumrukladığı o meşhur konuşmasında Ekmeleddin İhsanoğlu’nun adaylığını beğenmeyen partililer ile tatilcilere şu ilginç mesajı vermişti :

“ Masalarda oturup-Ben oy kullanmayacağım-diye ahkam kesmek demokrasiye uymaz. Bir gün gelir sizin tatil yapmanız da engellenir. Bu ülkede yaşıyorsanız çocuklarınıza karşı sorumluluğunuz var. Adam gibi tıpış tıpış sandığa gideceksiniz, demokrasinin gereğini yapacaksınız”

Kılıçdaroğlu’nun Antalyalı 7 CHP’linin de tanıklık ettiği kürsüyü yumruklaması kadar-“Adam gibi tıpış tıpış sandığa gideceksiniz” sözleri hem yankı yaptı, hem de büyük gürültü kopardı.

Demokrasiden söz eden CHP liderinin sözleri kimi çevrelerce tehdit, kimi çevrelerce de Cumhurbaşkanlı seçiminin yaklaşmasının yarattığı stresin ürünü olduğu şeklinde yorumlanıyor.

Antalya için olay daha da bir yönde gelişiyor.

Bir yandan CHP il ve ilçe yönetimleri Cumhurbaşkanlığı seçimi için komiteler oluşturup, sokağa çıkma hazırlığı yapıyor, diğer yandan da CHP’den AKP’ye yapılan siyasi transferler sıkıntıları artırıyor, parti tabanının moralini bozduğu gibi, isyan seslerinin yükselmesine neden oluyor.

Siyaset kulislerinde Ercan Merthatun’la başlayıp, şimdilik Önder Önen’e duraksamış gibi görünen transferlerin devam edeceği, hatta birkaç meclis üyesinin birden AKP’ye katılacağı, bu yöndeki görüşme ve pazarlıkların sürdüğü iddiaları daha çok konuşuluyor.

İşte bu ortamda CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Haluk Koç’un bir heyetle birlikte 2 günlüğüne Antalya’ya gelmesi büyük önem taşıyor.

Bize ulaşan bilgilere göre CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu yönetiminde yapılan Merkez Yönetim Kurulu(MYK) toplantısında Haluk Koç’un bir heyetle birlikte Antalya’da neler olup bittiğini gözleyip, rapor haline getirmesi kararı alındı.

Haluk Koç ve beraberindekiler doğaldır ki siyasi ‘CHP Antalya Örgütü’nde neler oluyor ?” sorusuna yanıt arayacaklar.

Bunun için de il ve ilçe yönetimleri, belediye başkanları ve bazı sivil toplum örgütleriyle görüşecekler, onların izlenimlerini ve önerilerini saptamaya çalışacaklar.

Pekala bu ziyaretten bir seç çıkar mı ?

Sizi bilmem ama ben çıkacağına ihtimal vermiyorum.

Bu ziyaretin meclis üyelerinin AKP’ye geçmesiyle ayağa kalkan parti tabanının gazını almaktan öteye gitmesi sürpriz olur..

.