Anayasa şöyle diyor:

“Sahil şeritlerinden yararlanmada öncelikle kamu yararı gözetilir”

Anayasada kıyılarla ilgili ilkeler 3621/3830 sayılı ‘Kıyı Kanunu’ ile düzenlendi.

Bu kanuna göre, kıyı, kıyı çizgisi ile kıyı kenar çizgisi kalan alandır. Bu alanlar devletin hüküm ve tasarrufu altındadır ve mülkiye konu olmamaktadır. Mülkiyete dair kazanılmış hak ilkeleri, kıyılarda geçerli kabul edilmemektedir. Kıyı herhangi bir tahsis işlemine gerek olmaksızın doğrudan doğruya doğal yapısından dolayı herkesin serbestçe yararlanmasına sunulmuş sahipsiz kamu malıdır. Hiçbir karşılık ödenmeksizin herkesin kıyılardan ortaklaşa yararlanma hakkı vardır. Kıyıların devamı niteliğindeki sahil şeritlerinin kullanımında da kamu yararı gözetilmesi gerekmektedir. Sahil şeritlerinin derinliğinin saptanmasında kamu yararını gözetecek ve kamunun yararlanmasına olanak sağlayacak, çağın anlayışına uygun makul ve geçerli bir ölçüyü Anayasa öngörmektedir.

Hal böyle iken ‘halk plajı’ olarak bilinen Lara sahil şeridi Büyükşehir Belediyesi kurulmuşlarından EKDAĞ tarafından ihale edildi..

Akdeniz GERÇEK’in manşet haberinde de vurgulandığı gibi kamunun, yani Antalyalıların, yerli ve yabancı tatilcilerin ücretsiz kullandığı Lara Plajı halk plajı olmaktan çıktı, Lara sahilinde pek çok olayın kahramanı olarak bilinen Ejder Karagöz’e kiralandı.

Bundan böyle tatilciler Lara Halk Plajı’nı ücretsiz kullanamayacak, 10 lira ödemek zorunda kalacaklar.

İmdi bunları yazınca itirazların başlayacağını çok iyi biliyorum.

Diyecekler ki “Hizmetin de bir karşılığı olmalı’

Olmalı da kamunun malı olan sahile giriş için 10 lira alınması da oldukça insafsız bir tutum..

Aynı şey Büyükşehir Belediyesi tarafından yeniden ihale edilen Beach Park’ta söz konusu..

Düşünün 4 kişilik bir ailenin bir günlük deniz keyfinin yol, yiyecek ve içecek gibi temel ihtiyaçları ile kaça çıkacağını.

AKP’li Antalya Büyükşehir Belediyesi, dünyaca ünlü Konyaaltı Plajı’nın tahsisini aldığı ilk yılda, yani 2014 sezonunda ‘Ücretsiz plaj Antalya’ya iyi gelecek’ sloganını kullandı..

İyi de prim yaptı bu slogan..

Madem ki ücretsiz diyen herkes koşup geldi, bir karmaşa, bir kaos ki sormayın gitsin..

Yatağını yorganını toplayan da geldi, mandalı yakan, şemsiye ve şezlongları sahiplenen de..

Elbette eleştirdik bu durumu..

AKP’nin alışkanlığı idi nabız yoklar, itiraz gelmezse sonra bildiğini okur..

Bu yıl Lara gibi Konyaaltı Plajı’nın bir bölümü de ücretli oldu..

Oldu da tam bir rezalet..

Hizmet çok yetersiz, sahil çöplerle dolu, çalışan sayısı az olduğu için de giren çıkan belli değil..

Ücretsiz bölüm ise evlere şenlik..

Mangal da serbest, gecelemek de serbest, birkaç kez yazdık dün açıkladılar cankurtaran kulelerine görevli yerleştirildi.

Büyükşehir Belediyesi firması ANET, plaj işletmeciliği yapmaya soyundu, Konyaaltı Plajı adeta kimlik değiştirdi.

Bir gelen pişman,bir de gelmeyen..

‘Paramızla rezil oluyoruz” diyenlerin sayısı bir hayli fazla..

Yiğidi öldürüp hakkını verelim, Sarısu’daki Kadınlar Plajı gerçekten 5 yıldız konforunda.

Gidenler öve öve bitiremiyor, bir de ücretsiz.

En çarpıcı yönü ise büyük bölümü yabancı olan üstsüzlerin Kadınlar Plajı’nı tercih etmeleri..

Sonuç olarak Antalya’nın dünyaca ünlü iki plajı hem paralı, hem de düzensiz..

Anayasa’ya aykırı olduğu iddia edilen yöntemlerle tahsis alınıp, sonra da firmalara ihale ediliyor.

Halkın denizden yararlanma hakkı elinden alınıyor, her şeye para gözüyle bakılıyor.

Sahiller ücretsiz olmalı yerel yönetimler, titizlik göstermeli, temizlik ve güvenliği sağlamalı..

Sahillerin sahibi olan Antalyalılar, yerli ve yabancı tatilciler dün olduğu gibi bugün de yarın da koruyup kollaması bilir..

Otokontrol sistemi pekala işleyebilir..

Bu kentin insanları, yani Antalyalılar özellikli kişilerdir, kendilerine dayatılana boyun eğmez, hizmetin en iyisine layık olduğunun bilinciyle hareket eder..