
İbrahim Akkaya
Halktan korkmayın
Sonunda korkulan oldu.
HES yüzünden köylü ile jandarma karşı karşıya geldi.
İstenmeyen olaylar yaşandı.
Ezilenler, yarananlar var.
HES direnişi ve arbedenin adresi Kumluca’nın Büyükalan Köyü idi..
Bir zamanlar tabloya benzeyen, ancak HES projeleri yüzünden cazibesini kaybettiği gibi bitki, akarsu kaynaklarının önüne bentler konulması nedeniyle sulanamadığı için bitki örtüsü hızla yok olan Alakır Vadisi’nde yaşananlar son derece üzücü, bir o kadar da düşündürücü.
Şirketler kendi açılarından haklı.
İzinlerini almışlar..
Ülkenin elektrik enerjisi gereksinimine katkıda bulunmak istedikleri için HES’leri teker teker kuruyorlar.
Bir yanda köylüler, diğer yanda çevreciler karşı çıksa da..
Önceki gün olduğu gibi dirense de onlar bildiklerini okumaya devam ediyorlar.
Devletin güvenlik güçleri de HES’çilerden yana..
Jandarmanın ya da polisin suçu yok, onlar emir kulu..
Ne denilirse yapıyorlar..
Deniyor ki, “ Direnişçilere mani olun”
Onlar da mani oluyorlar.
Köylüler ve çevreciler ise “Doğaya HES yüzünden tamiri olanaksız zarar verilmesine karşıyız, HES’e karşı direnişimiz sürecek”
Arbedenin yaşandığı Kumluca’nın Büyükalan Köyü’ndeki manzara dikkat çekici..
“Halkın katılımı’ adıyla yumuşatılmak istenen toplantıyı yaptırmak istemiyor eylemciler.
Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü yetkilileri ile Alakır Vadisi’nde HES zinciri kurmakta kararlı görünen ADO şirketinin yetkilileri vatandaşın tepkisinden ürktükleri için toplantı yerine gizlice geliyorlar.
Köylü ve çevreciler. “Bu toplantıyı yaptırmayız’ diyorlar.
Ancak bürokrasi hazretleri dinlemiyor halkın sesini..
Köylü ve çevreciler dışarıda direnirken, onlar halkı bilgilendirmiş gibi yaparak tutanak tutuyorlar.
Haklı olarak tutanağın içeriğini öğrenmek istiyor eylemciler..
Vermiyor müdür bey..
Köylü de müdürü ve şirket yetkililerini götürecek araca hareket izni vermiyor.
Kimileri aracın önüne yatıyor, kimileri sloganlarla protesto ediyor.
Olaylar her geçen dakika alevleniyor, müdür bey jandarmanın korumasında köyden kaçarak uzaklaşıyor.
Herkesin şunu kabul etmesi gerekli..
İnsanlar doğup büyüdükleri, hayatlarını bağladıkları topraklarının, sularının, yeşil dokunun birilerinin para kazanması için ellerinden alınmasını, ya da bir posası çıkarılmış limon gibi kullanıldıktan sonra bırakılıp hiçbir olmamış gibi çekip gidilmesini istemiyor.
Aynı şey taş, kum ve mermer ocakları için de geçerli..
Gerçek şu ki ocaklar nedeniyle dağ-taş, orman köstebek yuvasına dönüyor, kimse rant uğruna yaptığı talimatın kalıntılarını bile ortadan kaldırmayı düşünmüyor.
Çünkü arkalarında siyasi otorite var..
Ne halkın, ne de çevrecilerin tepkisi umurlarında bile değil.
Ben hep endişe duymuşumdur vatandaş ile güvenlik güçlerinin karşı karşıya gelmesinden ya da getirilmesinden.
Kumluca’nın Alakır Vadisi’nde birkaç yıldır ne yazık ki bu yaşanıyor.
Direnenler için kovuşturma yapılıyor, baskı görüyorlar, akıllarını çeldikleri kimi bölge halkının ne yazık ki saldırısına uğruyorlar HES’i istemeyenler.
Arbede yaşanan toplantı öncesinde Kumluca’nın Büyükalan Köyü’nde Gezi Parkı olaylarının başrol oyuncusu TOMA ve akreplerin gönderilmesi ise eylemcilere gözdağı vermek anlamına geliyor ki, bunu kabul etmek olanaksız.
Tablo bu, yarın ne olacak ?
Bilen varsa beri gelsin.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.