Garip iddialardan biri olan reenkarnasyon, bazıları tarafından zaman zaman dile  getirilmektedir.  

Reenkarnasyon, ruhun taşınması olarak tanımlanıyor. Bu doğrultudaki bir iddia ise, bir kişiye ait olan ruhun, başka bedenlerde var olabildiği iddiasıdır. Reenkarnasyon bilimsel bir olgu değildir. Hatta ruhun varlığına dair de hiçbir bilimsel bilgi ya da kanıt yoktur. Geçmişte bazı sansasyonal haberler olmuştu, ufak bir çocuğun, daha önceki hayatında bir başka aileye mensup olduğu ve başka bir yerde yaşadığı bu haberlerle karşımıza çıkmıştı.

İslam dininde kesinlikle reenkarnasyon diye bir şey bulunmamaktadır. Kuran-ı Kerim, gayet açık bir şekilde bunu reddetmektedir. Aynı şekilde diğer tek tanrılı dinlerde de reenkarnasyon yoktur. Dünya hayatı sadece bir kere olacaktır ve bitecektir.

Bu konuda adına ruh bilimci veya meditasyon yöntemi ile çakra açıcılar denilen insanlar olduğu konuşulmaktadır. Bu faaliyetlerin, zihni dinlendirmek veya iç huzuru gerçekleştirip endişelerden arındırma gibi çalışmalar olduğu ileri sürülmektedir.

Bu konularda kendimi uzun uzadıya fikir yürütmeye yetkili görmediğim için, tekrar dünyaya geldiğimde neler yapacağımı hayal ederek yazıma devam etmek isterim.

Olur da iddia edilenler gibi tekrar dünyaya gelirsem, yetişme çağlarımda en güçlü görünen bir siyasi partiye üye olurum. O partinin içindeki güçlü isimlere hep yakın olmaya çalışırım. Yani öz Türkçe, yalaka olurum. Eğitimim de zaten sorunum olmaz elimden tutarlar. Sonra yine en yaygın dini cemaatlerden birine girmeye çalışıp etkin bir çevrenin mensubu olurum.   Kurduğum ilişkiler sayesinde, siyasi kariyerler elde edip yönetim kadrolarında koltuk kapmaya çalışırım. Bu arada tabi ticaret de yaparım. İhaleler almada, kredilerin onaylanmasında sorun yaşamadan ticari işlerimi yoluna koyarım. İşlerimi yürütürken bazı şikayetler olur veya aleyhimde davalar açılırsa, çıkar ilişkisinde olduğum dostlarım ve siyasi ilişkilerimin yardımıyla belki üstesinden gelebilirim. Ülkemizde etkin şahsiyet olmanın yolu siyaset olduğu için ve siyasette var olmanın yolu vatandaşın desteğine ve vereceği oylara bağlı olduğundan en şirin yüz hatlarıyla halkın içine girerim. Yapamasam da bol keseden vaadler verip gönülleri kazanmanın yoluna bakarım. Bu arada bir nevi propaganda yöntemi olarak kabul edildiği için, yalan söylemeye de alışırım. Vatandaşın sorunlarına yardım edermiş gibi davranırım ama siyaseten destekçilerimin ve ticareten ilişkide olduğum kişilerin işlerinin halline öncelik veririm. Kazandıkça kazanmanın tadına varıp lüks hayat sürdürürüm.   

Ne dersiniz, tekrar dünyaya geldiğimde, şimdiki dünya hayatından iyi tecrübeler edinmiş miyim?

Hoşça kalın, sizce gerçek olan hayatla kalın.