
Cengizhan Gököz
DİKTA REJİMİNE DOĞRU
Ancak, iktidara gelmesine rağmen, hala mağdur edebiyatına devam etti.
Mağduriyet gerekçeleri, iktidar olmalarına rağmen muktedir olamamaktı.
Bu söylemlerle iktidarlarını sürdürüyorlar.
Sürekli demokrasiden ve hatta ileri demokrasiden söz edip, demokratik hakları, inanç özgürlüğü, kamuda ve eğitimde başörtüsü, türban takma ve bölücülük faaliyetlerine göz yumma olarak anlayıp açıklayan bu zihniyet,
Laikliğe, üniter devlete, bayrağın ve en önemlisi Türklüğe karşı kesimlerden büyük destek aldı.
Bölücü ve yobaz çevrelerin, siyasal iktidara yönelik en büyük destek söylemleri;
Darbeleri önlediler,
Vesayeti kaldırdılar,
Türban, çarşaf, örtünmeyi özgürleştirdiler.
Ve en önemlisi,
Ekonomiye istikrar getirdiler.
Bizler, yani Atatürk’ ün kurduğu laik Cumhuriyet’ e ve hukuk devletine, hukukun üstünlüğüne inanmış, bilim ve akla dayalı yönetimden yana olanlar, sürekli toplumu uyardık.
Türkiye’ de darbeleri önlemek adına ve vesayeti kaldırmak adına, ülkenin milli ordusu yok ediliyor.
Türban özgürlüğü adı altında, toplumun yarısını teşkil eden kadınlarımızın geleceği yok ediliyor.
Menşei belli olmayan, büyük bir ihtimalle Cumhuriyet’ i ve vatan bütünlüğünü yıkmak isteyenlerin, illegal ve yasa dışı yollardan giren, sıcak kara parası ile ülke ekonomisinin yürütülemeyeceği, üretmeyen bir toplumun sürekli tüketime özendirilerek, ithalat ve ihracat arasındaki korkunç boyutta, cari açıkla ülke ekonomisinin geleceği yok ediliyor.
Devamla,
Başta parlamenter sistem olmak üzere, siyasal iktidarı denetleyecek bağımsız yargı, özerk ve bağımsız kurumlar yok ediliyor.
Bu suretle, ülke demokrasisinin geleceği yok ediliyor.
Velhasıl ülke totaliter bir rejime sürükleniyor.
Şeklindeki uyarılarımız;
İktidarın ele geçirdiği tüm kurum ve kuruluşlar ile üniversiteler, akademisyenler ve en önemlisi iktidara göbekten bağlanan medya tarafından oluşturulan algı yönetimi ile kale alınmadı.
Şimdi ortaya çıktı.
Milli ordusu yok edilen,
Emniyet güçleri hapse atılan,
Kalanları da kışla ve karakollara hapsedilen ülkemizde, ülke bütünlüğü tartışılmakta.
Son Merkez Bankası eleştirisinde, vesayet karşıtı Cumhurbaşkanının bağımsız kurumlara ve bağımsızlığa bakışı görüldü.
Döviz kurları, dökme su ile döndürülen değirmen misali yürütülen ülke ekonomisinin durumunu ortaya koymakta.
İktidar bu gelişmeler karşısında çaresiz,
Bir söyledikleri diğerini, birinin söylediği yekdiğerini tekzip etmekte.
Peki böyle durumlarda çözüm ne olur?
Totaliterleşme ve diktatörlük rejimine yönelme.
Ülkem insanına duyurulur.
7 Haziran seçimleri geçmeden.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.