"Şüphesiz ki Antalya dünyanın en güzel yeridir" demiş Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk.

Atatürk'ün bu sözleriyle Antalyalılara kentlerine sahip çıkmaları gerektiğini vurgulamak istemiş kuşkusuz.

Pekala Antalyalılar, kentlerine sahip çıkıyor mu? 

Ya da sahip çıkanlara destek veriyormuş, kentlilik bilinciyle hareket edip, Antalya'nın kaynaklarının, kazanımlarının korunması ve gelecek kuşaklara hasarsız emanet edilmesi konusunda üzerine düşeni yapıyor mu?

Bu sorulara evet yanıtını vermek biraz güç.

Çünkü Antalya'nın kaynakları, kazanımları teker teker ranta dönüştürülürken, Antalya üzerine yeni rant planları yapılırken, sesini çıkaran, isyan eden bir avuç Antalya sevdalısı ile sivil toplum örgütleri ve meslek odaları.

Antalya'ya sahip çıkmak için riske giren, eylem yapan, direnç gösterenler "Her şeye karşı", "Yatırım düşmanı" mantığı ile kamuoyunun önünde kimi çevreler tarafından itibarsızlaştırılmaya, yıpratılmaya, hedef gösterilmeye çalışılıyor.

Antalya'nın kaynaklarını Antalya'dan kaçırma, ranta, çıkara dönüştürme girişimleri falezlerin yapılaşmaya açılmasıyla hız kazandı.

Bu alanda en büyük darbe ise 12 Eylül askeri müdahalesi sonrasında ASTUR sitelerinin yapımını sağlayan imar planı değişikliği ile oldu.

Ardından tarım alanları, yeşil alanlar acımasızca imara açıldı.

Antalya'da 1980 sonrasında çok sayıda imar cinayeti işlendi.

Rant uğruna portakal bahçelerinde beton bloklar yükseldi.

Antalya'nın doğal kanalizasyonu olan zerzeminler rant düşüncesiyle yükselen inşaatlar nedeniyle yok edildi.

Kimi çevreleri öylesine rant hırsı bürüdü ki, sel yataklarına binalar yapılmaya başlandı.

Antalya'nın simgesi olan 7 Arıklar inşaat çılgınlığının sonucu olarak yok edildi, kentin havası değişti..

Bugün yağışlı günlerde kentin cadde ve sokaklarının göle dönüşmesinde 7 Arıklar'ın yok edilmesinin payı çok büyük.

Lara falezlerinde olduğu gibi Konyaaltı bölgesi de rantın kurbanı oluyor hızla..

SİT alanında yapılan otel ve benzeri tesisler yetmiyormuş gibi Konyaaltı Plajları'nı kuşbakışı gören "Büyük Falez bakı Tepesi'nin iş makineleri ile parçalanıp dümdüz edilmesi tarihi ve doğal dokuya nasıl kıyıldığının örneklerinden birisi.

Atatürk Kültür Parkı ile Minicty arasında planlanan 100 bin metrekare büyüklüğündeki Akdeniz Kent Parkı Projesi için Bakı Tepesi'nin yok edildiği iddiaları var.

Bir başka iddia ise Akvaryumun önünü iye açmak, burada planlanan Akdeniz Kent Parkı ile Minicty ve Akvaryumun albenisini artırmak olarak karşımıza çıkıyor.

Antalyalıların nostaljisi Deliktaş sizlere ömür !

Falezler, Antalya'nın en önemli doğal mirası ve kazanımı..

Başka ülkeler, bırakın yıkmayı yapay falezler oluşturarak turizme açarken, para kazanırken, biz "Antalya'nın gerdanlığı' olarak yorumlanan falezleri birilerinin işini kolaylaştırmak, Antalya üzerine yapılan kimi planlara katkı vermek adına acımasızca yok ediyoruz..

Falezleri parçalıyor, kırıyor, deliyor, falez cinayeti işlemeye devam ediyoruz.

Tüm bunlar olurken, kentin sahipleri seyirci kalmayı yeğliyor.

Antalya'nın havasının, suyunun kirlenmesinde doğal kaynakların yok edilmesinin, ranta kurban edilmesinin payının büyük olduğunu kimse inkar edemez.

Böyle seyirci kalmaya devam edersek, Antalya hızla talan edilir, iklimi de değişir, yaşam koşulları zorlaşır, gelecek kuşaklara karşı hesap verme şansımız daha da azalır.

Son gelişmeler gösterdi ki, Antalya'nın bir avuç sevdalısının direnişi karşısında rantçılar yeni planlar yapıyor.

TOKİ'nin Kepez'in Sütçüler Mahallesi'nde çok değerli bir arsayı müzayede yöntemiyle satışa çıkarması, Antalya'yı bekleyen tehlikenin ne denli büyük olduğunu gösteriyor..

Birileri kızacak ama 100.Yıl Spor Kompleksi'nin 33 bin kişilik stadyum ve 10 bin kişilik salon karşılığı ihaleye çıkarılması Antalya'yı çok zor günler beklediğinin habercisi gibi.

TOKİ aracılığıyla yarın Dokuma Fabrikası, MKE Pil Fabrikası, eski Tekel Deposu, Vakıflar'a ait pek çok arazinin satılmayacağını kim garanti edebilir ?

Antalyalılar, yaşananları sadece izlemekle yetinirse, gün gelecek her şey Antalya'dan koparılmış olacak..

O zaman dizlerimizi dövsek de bir yararı olmayacak.

Kimse aklından çıkarmasın ki başka Antalya yok..