
Cengizhan Gököz
Çığlıkara'nın çığlığı
Gün geçmesin ki, bu ülkede iç yakıcı bir olay olmasın…
Terör, trafik kazaları, doğal afetler...her gün bizleri sonsuz şekilde üzüyor.
Ancak, ülkeyi yönetenlerin bizatihi verdikleri kararlar veya yaptıkları işlemler ile gerçekleştirdikleri bir kısım iç yakıcı olayların, anlaşılır ve kabul edilebilir bir yanı bulunmamaktadır.
Başta çevre olmak üzere, pek çok konuda duyarlı olan ve haberleri ile bizleri uyandıran, Yerel Gazetelerin öncülerinden; Akdeniz Gerçek Gazetesinde yer alan Çığlıkara katliamı Antalya’da pek çok kişi tarafından bilinmemekte.
Gazetede yer alan fotoğrafta, katliam açıkça ortaya konmuş.
Lübnan Sediri olarak bilinen, ancak anavatanı Akdeniz Torosları ve Antalya olan, yaşları 2000 yılı aşan bu ağaçların kesilerek mermer ocağı yapıldığını kaç kişi biliyor?
İddia ediyorum, Çığlıkara’da yapılan bu katliamdan ormanın yer aldığı Elmalı ilçesi halkının da tamamının bilgisinde değildir.
Bu durum, bu tür çevre katliamlarının gizlenmesi kadar kamuoyunun yeterli ilgiyi göstermemesinden ve dolayısı ile gerekli tepkiyi göstermemesinden kaynaklanmaktadır.
Konuyu gündeme taşıyanların başında gelen değerli gazeteciler; Ali Orhan ve Nihat Toklu’nun her olayda olduğu gibi, Çığlıkara’nın çığlığının duyulmasında çabaları her türlü takdir ve övgünün üstündedir.
Kendilerine bu köşeden sesleniyorum…
Değerli Ali Orhan ve Nihat Toklu;
Bu tür olaylarda, yeterli muhalefet yapamadığınızdan dolayı kendinizi sorumlu tutmanız çok asil bir davranış…
Sizler Alakır..vb. olaylarda çok önemli işler yaptınız…
Bu konuda da uyarı görevinizi gerçekleştiriyorsunuz…
Gerçek Gazetesi de, bu olayları kamuoyuna aktararak habercilik, uyarı, bilinçlendirme görevini ziyadesi ile yapıyor.
Şimdi görev, o bölgenin insanından başlayarak, dünyada başka bir yerde olmayan, 2000 yaşın üstünde Sedir Ağaçlarının yok olmasını içine sindiremeyecek bu ülke insanınındır.
Şimdi görev, bu katliamları yapanların ceza hukukunda yazılı yaptırımlara çarptırılması için üzerine düşeni yapmak zorunda olan Cumhuriyet Savcılarınındır.
Şimdi görev, bu hukuka aykırı işlemler hakkında dava açmak vicdanı sorumluluğundan olan biz avukatlarındır.
Şimdi görev, bu tür ruhsatlar ile ülke çevresini, yer altı ve yer üstü zenginliklerini yandaşlarına peşkeş çeken siyasi anlayışa, sandıkta gerekli dersi verme yükümlülüğünde olan seçmenindir.
Sedir Ağaçları, insanlar gibi seslerini duyuracak biçimde çığlıklar atamaz..
Onların sessiz çığlıkları vardır.
Bu çığlığı ancak insan olan ve içinde vatan sevgisi olan ve yaratılanı Yaradan’dan dolayı sevecek felsefeye sahip olanlar duyabilir.
Her şeyini ranta bağlamış olanların bu konuda gözleri kör ve kulakları sağırdır.
Biz Çığlıkara’nın sesi olarak buradan çığlıkları sizlere duyurmaya çalışıyoruz.
Lütfen duyun, duyarlı olun…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.