15 ayı aşkın süredir çekmedikleri çile kalmadı…

Sabahın karanlığında çıktıkları evlerine gece yarısına doğru dönebiliyorlar..

Kelle koltukta bir yolculuk onlarınki..

Antalya’nın en uzak ilçelerine sürgüne gönderilen Antalya Büyükşehir Belediyesi çalışanlarından söz ediyorum..

AKP’nin Antalya Büyükşehir Belediyesi’ni kazanmasıyla birlikte başlamıştı sürgünler..

Çünkü seçimden önce herkes fişlenmişti..

Bunun için özel bir ekibin çalıştığı da biliniyor..

‘Cadı avcı’ olarak da yorumlanan bu çalışma ile ‘muhalif işçi ve memur’ların bileti kesilmişti..

AKP’li Büyükşehir Belediyesi, kendinden olmayanları Bütünşehir Yasası’na dayanarak ilçelere sürgün gönderdi bu müthiş fileme çalışması sonucu.

Adına da ‘görevlendirme’ dediler..

Kimileri ağır hastaydı, sürgünden dönmek için mücadele ederken vefat edenler bile oldu..

Hamile çalışanlar vardı aralarında..

Düzenli tedavi görmesi gerekenler de

Acımadılar hiçbirine..

Akseki, Gündoğmuş, İbradı, Alanya, Gazipaşa, Korkuteli, Elmalı, Kaş, Finike, Kumluca, Demre kent merkezine neresi uzaksa o ilçeye sürgün edildi insanlar..

Eylemlerle seslerini duyurmaya, kamuoyunun desteğini almaya çalıştılar.

Yerel basınla, bazı sivil toplum örgütleri ile bir avuç Antalyalının dışında kimse görmedi onların dramını, ya da görmek istemedi..

Sonra yargı süreci başladı..

Adamını bulan, ‘hamili kart yakinimdir’  yöntemiyle merkeze dönmeyi başardı..

Yargıya gitti belediye çalışanları..

Davaları kazandılar, görevlerine dönmeye başladılar..

Büyükşehir yönetiminin boynu yargı kararlarına karşı kıldan ince ama bu işe bir kılıf bulmak, kılıfı bulurken de muhalefeti yani CHP ve MHP’yi de bu işe alet etmek gerekirdi..

Öyle de oldu, Mayıs birleşiminde Başkan Türel, yetkilerinin avantajını kullanarak, idarenin yönetmelik teklifini önceden hazırladığı gündeme toplantıda ilave etti ve komisyona havalesini sağladı.

‘İlçelere Atama Yönetmeliği’,  Plan ve Bütçe Komisyonu’na gitti..

Komisyonda AKP çoğunlukta olduğu için muhalefet üyeleri itiraz etse de sonu değişmeyecekti.

Komisyonda AKP’den Bahattin Bayraktar, Mustafa Erkan Ersoy, Halit Çilenger, Halil Karataş ve Mustafa Eroğlu vardı ve onların oyu garantiyi.

Devreye her zaman olduğu gibi işini bilir belediye bürokratları komisyonun iyi niyetlerinden asla şüphemiz olmayan CHP’li üyeleri Ruhi Beşiktaş ve Süleyman Acar ile MHP’li Ergüven Yılmaz ve Mehmet Cengiz Büyükcengiz’i, ‘rutin bir işlem’ diyerek yönetmeliğe olumlu oy vermelerini sağladılar.

Oysa bir tuzaktı bu yönetmelik..

Mahkeme kararı ile dönen belediye işçi ve memurlarını yeniden hem de temelli sürgüne göndermenin kılıfıydı bu yönetmelik..

CHP’li ve MHP’li üyeler, rutin bir işlem diye ikna edildikleri için imzayı bastılar..

Plan Bütçe Komisyonu’ndan gelen yönetmelik AKP, CHP ve MHP guruplarınca oybirliği ile kabul edildi.

Böylece sürgüne hazırlanan yeni kılıfa muhalefet gurupları da oy vermiş oldu..

AKP’li Büyükşehir yönetimi kurnaz davrandı, bundan sonra sürgünlerle ilgili eleştiriler yapıldığında Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel, muhalefete, “ Siz de oy verdiniz, sızlanmaya hakkınız yok” yanıtını verecek kuşkusuz..

Gerçek şu ki Antalya Büyükşehir Belediye Meclisi’nde muhalefet yani CHP ve MHP acemiliğini sürdürüyor, AKP’nin istediği gibi at oynatmasına fırsat verdiği gibi, titiz davranmadığı için  sürgünün önünü de açmış oldu..

Geri dönülmez bir yola girildi artık..

Yazık hem de çok yazık..

Emekçiden yana olmak, emek dostu olmak böle bir şeymiş demek ki….