
İbrahim Akkaya
CHP mi Akaydın mı kaybetti ?
“Konuşursam ağzıma acı biber mi sürecek ?”
CHP’nin Antalya Büyükşehir Belediyesi’ni kaybetmesinin tartışması şüphe yok ki uzun süre devam edecek.
Ancak mızrak çuvala sığmıyor.
30 Mart’ın gelişi çoktan görünmüştü.
Bu hazin sonun yaşanmasında en büyük pay da kuşku yok ki Akaydın’ın kendisinde.
Çabuk unutan bir yapımız var, ‘CHP Antalya’da neden kaybetti’nin yanıtını bulmak için hafızalarımızı tazelememiz yeter de artar bile.
Koltuğunu AKP’li Türel’e kaptıran eski Başkan Mustafa Akaydın, bir yandan seçim sonuçlarına itiraz ederek, parti tabanından gelen tepkileri başka yöne çekmeye çabalarken, diğer yandan 30 Mart hezimetinin suçlusu olarak ‘Büyük Ağabey, Kral Çıplak, cıscıplak, kızdırırlarsa cıplatırım” gibi benzetmelerde bulunarak kendisini 2009 seçimlerinde aday gösteren CHP önceki Genel Başkanı ve Antalya Milletvekili Deniz Baykal ile o meşhur Kemer, Aksu ve Döşemealtı ilçe kongrelerinde ‘Mürit’ dediği Gürkut Acar dışındaki CHP’nin diğer milletvekilleri Osman Kaptan, Yıldıray Sapan ve Arif Bulut’u göstermek için kapı kapı dolaşıyor.
Akaydın, seçimi kaybetmesinin suçluları olarak gösterdiği isimlere adaylığını genel merkeze dayatarak engellediği ileri sürülen Muratpaşa Belediyesi eski Başkanı Süleyman Evcilmen ile ‘Onların yüzüne bakacağıma çiftliğimdeki ineklerin yüzünü bakarım” dediği CHP’li Büyükşehir Belediye Meclis üyeleri de var..
Konuşmayı çok seven, gündemde kalmak için zehir zemberek sözlerle birilerine saldırmayı adet haline getiren Akaydın’ın kendisini Antalya Büyükşehir Belediye Başkanlığı koltuğuna taşıyan CHP’ye verdiği zararlar saymakla bitmez.
Akaydın, konuştukça gerilim artınca, parti tabanında huzursuzluk atınca, CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin, susması gerektiği mesajını gönderince şu yanıtı vermekten de çekinmiyordu :
“Konuşursam ağzıma biber mi sürecek ?”
Gürsel Tekin, Akaydın’ın bu tavrı karşısında CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na taşıyıp, parti temayüllerine göre disiplin mekanizmasının çalıştırılmasını istemişti.
Ertesinde Kılıçdaroğlu ile Akaydın arasında yapılan telefon görüşmesinde Akaydın’ın genel başkana ‘İsterseniz istifa edeyim” dediği, ancak Kılııçdaroğlu’nun “Ben senden memnunum” yanıtını verdiği de Hoca bir televizyon programında iddia etmişti.
Akaydın, o süreçte partililerin hiç tartışılmamasına rağmen, partililerin saldırısına uğradığına da öne sürmüştü.
Şöyle diyordu Akaydın :
“Hep saldırı görmüş bir başkanım. Aradan üç yıl geçmiş hep projeleri engellenen bir başkan. Tabii ki konuşacağım, benim de çenem fena değildir. Bir saldırıya uğruyorsam ben de saldıracağım tabii ki “
Mustafa Akaydın, her fırsatta CHP’nin deneyimli isimleri ile CHP’li belediye başkanlarına da yüklenmeyi sürdürdü.
Şöyle diyor olaylı ilçe kongrelerinde :
“ -Bu adamı güderiz, istediğimizi yaptırırız- diye düşündüler. Baktılar ki böyle bir adam yok karşılarında –politikada çaylak- dediler. Evet politikanın çaylağıyım. Ama politika yapmak sizin yaptığınız gibiyse çaylak kalmaya razıyım. Bana işkence yaptılar, yıldırdılar, bana mobbing uyguladılar. Partimin meclis öncesi yarım gün süren meclis gurup toplantılarını yaşamış olmayı istemiyorum. Hafızamdan silmek istiyorum”
Gerçek şu ki CHP, Antalya Büyükşehir Belediyesi’ni kaybetmenin yanında büyük ölçüde güç kaybetti.
Küskünlükler, kırgınlıklar, kamplaşmalar arttı.
Derleyip toparlamak pek kolay olmayacak.
Antalya’yı kaybetmenin hesabını birileri vermeli..
Özellikle her kesimden oy alma hayaliyle sağ tandanslı adaylarla seçime girilmesindeki rol oynayanlar, gündem değiştirme sevdasından vazgeçerek CHP tabanına ve Antalya’ya ivedilikle hesap vermeli.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.