Bugün 1 Eylül Dünya Barış Günü..

Barışçı bir yazı düşünüyordum ama olmadı..

Daha doğrusu bir sataşmaya yanıt verme gerekliliği ortaya çıktı..

Büyükşehir ve Muratpaşa Belediye Meclisi Üyesi Recep Tokgöz, “CHP’de fırtınalı günler’ başlıklı yazımızdan alınmış..

Kendince de bazı eleştiriler getirmiş..

Bir kuyruk acısı var ki Facebook üzerinden inciler dökmüş !

Bu konuya girmeden önce Tokgöz’ün ‘Siyaset 4 sayfa gazete çıkarmaya benzemez ciddi bir iştir ciddiyet ister” paylaşımına değinmek istiyorum.

Sen kim oluyorsun da yerel gazetelere laf atıyor, kendince küçümsüyorsun ?

Antalya’da 30’a yakın yerel gazete var, ne koşullarda halkın haber alma hakkını kullandırma çabası içinde olduğunu biliyor musun ?

Sadece Akdeniz GERÇEK’e değil tüm Antalya basınına saygısızlık senin paylaşımın..

Seviye düşsün istemiyorum ama yerel gazete çıkarmak çul çaput satmaya benzemez !

Yerel gazetecilik zor, riskli olduğu kadar da onurlu bir meslektir.

Recep Tokgöz, ivedilikle Antalya basınından özür dilemelidir.

Gelelim diğer konuya..

Tokgöz Efendi, diyor ki “Sn İbrahim Akkaya siz meclis üyeliği de yapmış gurup toplantılarının nasıl olduğunu bilen bir gazetecisiniz. yönetmeliklere aykırı bir gurup toplantısı nasıl oluyor bir anlatsanız da dinlesek.gurup toplantılarını size anlatan arkadaşa tekrar anlattırın. Gurup toplantılarıyla ilgili sana bilgi verenler yanlış yönlendiriyor bir daha ki sefere doğru bilgilerle gel”

Sayın Tokgöz birlikte Muratpaşa Belediye Meclisi’nde görev yaptık. Anımsatırım komisyon seçimleri gizli oy, açık tasnifle yapıldı.

Sizin İmar ve Bayındırlık Komisyonu adaylığınız için böyle bir şey yapılmadığını, yönetimin işareti ile seçilemediğiniz komisyona aday gösterildiğinizi lütfen unutmayın.

50 yıla yakın gazetecilik mesleğindeyim, kimse beni yönlendirmedi, kimse de benim adıma açıklama yapmadı, kimse böyle bir düşünceyi taşımadı..

Kendinizle karıştırmayın beni..

Sizin kimin, kimlerin yönlendirdiğini, o koltuklara nasıl oturduğunuzu CHP’liler gibi Antalya kamuoyu da biliyor..

CHP İl eski Başkanı Özer Ülken, Sabah Gazetesi’ne verdiği röportajda seni de ilgilendiren şu açıklamayı yapıyor :

 "Encümen üyesi seçimiyle ilgili bir tartışmaydı. Bir grup Recep Tokgöz, Deniz Filiz ve Turgay Genç'in üye olmasını, diğer grup Gürsel Karabayır, Kazancı, Deniz Fırat Budak, Remzi Sadi'nin üye olmasını istiyordu. Tartışmalı olunca gizli oylama yapmak zorunda kaldım. 16 meclis üyesiydik. 8'e 8 bir sonuç çıktı. Benim oyumla 9-8 oldu. Recep Tokgöz liste dışı kaldı. Ama meclis toplantısında Akaydın öncülüğünde grup kararına uyulmadı. Akaydın bunun dışında da 3-4 sefer grup kararından hoşnut olmadığı maddelerde oylamaya katılmadı."

Sanırım bunları unuttuk....

Lafın nereye gideceğini bileceksin..

Madem ki tartışmaya Akdeniz GERÇEK’in imtiyaz sahibi Ahmet Başkaya üzerinden girmek istedin, bu konuya de değinelim..

Benim adıma açıklama yapmakla suçladığın Ahmet Başkaya sana su soruyu yöneltti :

“İbrahim Akkaya’nın grup sözcülüğünü yaptığı Muratpaşa grubu tüm komisyon seçimlerini gizli oy açık tasnif yöntemiyle yapmıştır. Hatta bir seferinde İbrahim Akkaya yeterli oyu alamadığı için bir komisyona seçilememiştir. Şimdi merak ediyorum Bu dönem Büyükşehir grubunda hangi komisyon için gizli oylama seçimi sonucu ile karar alınmıştır.?. tabi geçen dönem soruma cevap verirse yazacak çok şeyim var. Tek kelime ile soruyorum gizli yada açık oylama ile komisyon seçimi yaptınız mı? Recep Töksöz grup kararı konusunda en son konuşacak sensin”

Neden yanıt veremedin ?

Kendince birilerine yaranmak istedin, baltayı taşa vurdun..

Gerçek şu ki kısır tartışmayı sevmem..

Okuyucuya saygısızlık olarak görürüm bu tür didişmeleri.

Ama bazen insan çileden çıkıyor..

Recep Tokgöz örneğinde olduğu gibi birileri bulanık suda balık avlayarak ağa babalarına şirin görünmeye, ‘ben buradayım,beni unutmayın’ mesajı vermeye çalışıyor..

Suya sabuna dokunmama anlayışından çık..

Sana verilen oyların hakkını ver..

Arkadaş sen git meclis üyeliğini yap, ASAT’ın hesaplarına bak..

Bizden sana ekmek çıkmaz..