
İbrahim Akkaya
Bir tuğla çeksen yıkılacak !
O araştırmacı gazeteciliğin yüz akıydı..
Gözünü budaktan sakınmayan yiğit bir gazeteciydi..
Gerçekleri yazıyor, belgelerle Türkiye üzerinde oynanan kirli oyunları kamuoyuna anlatıyordu..
Güçlü bir kalemdi, örnek bir vatandaş, demokrasi aşığı bir yurtseverdi..
20 yıl önce kıydılar Uğur Mumcu’ya..
Kalleş saldırının gerçek failleri 24 Ocak 1993’den beri ortaya çıkarılamadı.
“Bu cinayeti çözmek namus borcumuz” diyenler 20 yıldır yüzsüzce aramızda dolaşıyor.
Mumcu cinayetini aydınlatmak kara güçlerin işine gelmiyor.
Çağdaş Gazeteciler Derneği yönetim kurulunun da ifade ettiği gibi ‘bir tuğla çeksen yıkılacak” duvarlara yenileri eklendi.
Mumcu’yu elbette unutmadık, unutmayacağız ve unutturmayacağız.
Mumcu’nun katledilişinin 20. yılında Çağdaş Gazeteciler Derneği’nin açıklamasını sizlerle paylaşmak istiyorum.
ÇGD Genel Merkez Yönetimi şu açıklamayı yaptı :
“Uğur Mumcu'yu kaybetmemizin üzerinden tam 20 yıl geçti.
Karlı bir Ankara sabahında patlayan o arabanın, belki de bu kez adaletin önündeki bütün tuğlaları yıkabileceğine inanmıştık Mumcu'yu uğurlarken.
İktidarlar değişti, yargıçlar değişti, DGM'ler önce özel yetkili mahkeme, sonra terör mahkemesi oldu.
Yasalar değişti, gazeteler, gazeteciler değişti.
O gün doğan çocuklar 20 yaşına geldi.
Ancak "bir tuğla çeksen yıkılacak" duvarlara, her geçen yıl yeni tuğlalar eklendi.
Mumcu'yu öldüren derin güçlerin bir bölümü tasfiye olurken, yerini daha da kararlı yenileri aldı.
Daha birkaç gün önce, Mumcu cinayeti ile ilgili davada, mahkeme, kimsenin başından bu yana inanmadığı, adı "Umut" konulan ancak kimseyi umutlandırmayan o davayı karara bağladı. Önce cinayeti işlediği söylenerek tatbikat yaptırılan, sonra "bunlar değilmiş" denilen sanıklara cezalar verildi.
10 yıldır süren davanın diğer sanıklarına verildiği gibi.
Bir acı karar daha verdi mahkeme; Mumcu'nun paramparça olmuş arabasının enkazının ailesine iadesi kararı.
O enkaz, sadece patlamış bir aracın enkazı değil.
O enkaz, Mumcu'yu öldüren güçlerin, isimler ve anlayışları değişse de yerli yerinde durduğunun, o enkaz bugün sadece sisteme çomak soktukları için tutuklanan, işsiz bırakılan, yok sayılan gazetecilerin o günlerde bütünüyle yok edildiğinin, o enkaz mahkemelerin bulunmasının adalet için yeterli olmadığının, o enkaz derin güçlerle mücadele ettiğini söyleyenlerin aslında bazı güçleri birilerinden alıp başka birilerine verme mücadelesini yürüttüğünün kanıtıdır. Söylenenin aksine o güçler açığa çıkmamakta, değişen yalnızca isimler ve yönetenler olmaktadır.
Mumcu cinayetinin hala çözülememiş olmasıdır o enkaza bütün bu anlamları yükleyen. Mumcu cinayetinin çözülmemesi, Türkiye'de hala, korkulan, çekinilen güçlerin orada bir yerde bütün gücüyle durduğunun kanıtıdır.
Biz, ÇGD olarak, geçen 20 yılı, eski yöneticimiz olan Mumcu'nun taşıdığı ve yaşatmamızı borç bıraktığı değerleri unutmuyoruz.
Geçen 20 yıla rağmen meslektaşlarımızdan ve halktan da unutmamasını istiyoruz.
Mumcu cinayetinin gerçek anlamda çözüldüğü gün, gazetecilerin, gazetelerin, bütün bir toplumun arzuladığı biçimde yaşayabileceği bir ülkenin var olduğu gün olacaktır.
Mumcu'yu ölümünün 20. yılında yeniden saygıyla anıyoruz”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.